Jose Saramago - Körlük

Jose Saramago - Körlük (Portekizce: "Ensaio sobre a cegueira"), Nobel Edebiyat Ödüllü Portekizli yazar José Saramago'nun 1995'te yazdığı alegori, bilimkurgu ve psikolojik bir romandır. 1998 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi olan Jose Saramago'nun en ünlü romanlarından birisidir. Türkçe'ye ilk kez 1999 yılında Aykut Derman tarafından çevrilmiş ve Can Yayınları tarafından yayınlanmıştır. Işık Ergüden'in çevirisi ise 2015 yılında Kızmızı Kedi Yayınları tarafından yayımlanmıştır.
Bu kitapta, José Saramago'nun diğer eserlerinde olduğu gibi kendine özgü olan yazım şekline sadık kalınmıştır: Kitapta nokta ve virgül dışında herhangi bir noktalama işareti kullanılmamıştır. Diyaloglar ve konuşmalar, yazarın kendine has yazım tipi olan düz yazı biçiminde bulunmaktadır.
Kitaptaki olayların geçtiği yer belirsizdir; adı verilmemiştir. Bunun nedeni, yazarın evrensel konulu bir yapıt oluşturmak istediği için bu ağır, korkulu, ahlâkî değerlerin çöktüğü ortamı herhangi bir mekândan soyutlamıştır.
Kitaptaki kahramanların gerçek isimleri yoktur. Bunun nedeni de yine aynı şekilde evrensellik taşıyan konuya bağlı kalmaktır. Kahramanlar, sıfatları ile anılmaktadır. Örneğin göz doktoru, doktorun eşi, koyu renk gözlüklü genç kız, oto hırsızı, gözü siyah bantlı yaşlı adam, ahlâksız körlerin şefi gibi...
Distopik eserlere ilgi duyanların elinden düşürmediği Körlük, yayınlandığı günden bu yana adından söz ettirmeye devam ediyor. eser, konusuyla olduğu kadar zekice kurgulanmış karakterleriyle de dikkat çekiyor. Dönemin liberal demokrasi anlayışına bir eleştiri mahiyetinde kaleme alınan roman, insanların gittikçe bencilleşip olaylar karşısında duyarsızlaşmasını bir körlük metaforu etrafında işliyor.
Baştan sona heyecan verici olayların birbirini takip ettiği eser, sizi de derinden sarsacak. Güç ve iktidar oyunlarının insanlarda yarattığı vahşeti gözler önüne seren bu roman karşısında, bugünün toplumlarını düşünmeye başlayacaksınız. Kim bilir; belki de insanlığın sonunu, yine gittikçe duyarsızlaşan insanlığın ta kendisi getirecektir.
Körlüğün Getirdiği Kaostan Doğan Yeni Bir Düzen…
Bir gün otomobili ile ışıklarda duran isimsiz bir adam, yeşil ışığın yanmasını beklerken aniden körleşir. Ancak bu sıradan bir körlük değildir. Çünkü gözleri karanlığa değil, aydınlığa yani beyaza bürünür. Ne yapacağını şaşıran adam, doğruca hastaneye gider. Körlük maalesef bulaşıcıdır. Kendisini muayene eden doktor da bundan nasibini alır. Derken, bu hastalık tüm şehri etkisi altına almaya başlar. Hükümet ise körleşen halkı hapishaneden bozma bir yerde karantinaya alır.
Körlük’ün kırılma noktasını kendi körlüklerine çabuk alışan ve silahlanan tecrit insanları oluşturur. Dışarıda hastalık kıyıcı şekilde sürüyor mu yoksa çare çoktan bulundu da kendileri burada unutuldu mu bir haber göz doktoru, eşi, koyu renk camlı güzel kız, şaşı çocuk, göz bantlı adam ve ilk körlerden oluşan grup akıl hastanesindeki silahlı gruptan bir direktif alır. Bundan sonra yemek yemek istiyorlarsa bedelini ellerindeki en değerli şeyleri vererek ödemelilerdir. Körlerin bir anda vahşetin çağrısına uyan bir gruba dönüşmesi, bunlara gözleriyle şahit olan doktorun karısını şaşırtmaz ama korkutur. Ellerindeki tabanca ve diğer sivri aletlerle korku salan on kişilik erkek grubu önce yemek için tüm değerli eşyaları toplar, verecek bir şey kalmayınca da kadınlar onlarla seks yapmazsa yemek vermeyeceklerini ilan eder. Saramago, hemen bu durumla karşılaşan herkesin aklına geldiği gibi kaçmak ya da bu onur kırıcı teklif karşısında çeteye saldırmak seçeneklerini karakterlerin zihninden geçirmez. Bunun yerine yemek karşılığı seks fikrine ilk katılan doktorun karısı olur.
Bunu iffetsizlik ya da cinsel açlıkla değil körlerin sahip olması gereken ama bunu göremedikleri merhamet duygusuyla yapar. Biri çocuk diğerleri çaresiz insanların aç kalmasına razı olmaz. Bu fikirde onu destekleyen eşi olur ama insanları kurtarmak için bu kirli eyleme diğer kadınlar da katılır. Bir süre devam eden bu seks karşılığı yemek daha sonra koğuş baskınlarındaki tecavüzlere dönüşür. Aynı zamanda da doktorun karısı bir gün koyu renk cam gözlüklü güzel genç kızın, eşinin yatağına girip seks yaptığına şahit olur. Bir anne şefkatiyle kıza yaklaşır, eşini de bu iffetsiz durum nedeniyle aşağılamaz ya da onu bırakıp terk etmez. Saramago’nun dünyasında ahlak en kötü şartlarda sınanırken, ancak olan biteni gören kişi yani gerçekte gözleri olsa da gözlerinin ötesindeki merhamet ve zeka ile dünyayı gören doktorun karısı bu sınavlardan geçer. Romanın büyük bölümü akıl hastanesindeki akıl almaz tecrit, tecavüz ve zemini kat kat dolaşan kan, kir, pas, sperm ve cesetlerle geçerken doktorun karısının kendilerine bunu yaşatan kör çete liderini öldürerek intikam alışı ve ardından çıkan yangın sonucu hastaneden kurtuluşları yaşanır. Bunu iffetsizlik ya da cinsel açlıkla değil körlerin sahip olması gereken ama bunu göremedikleri merhamet duygusuyla yapar. Biri çocuk diğerleri çaresiz insanların aç kalmasına razı olmaz. Bu fikirde onu destekleyen eşi olur ama insanları kurtarmak için bu kirli eyleme diğer kadınlar da katılır. Bir süre devam eden bu seks karşılığı yemek daha sonra koğuş baskınlarındaki tecavüzlere dönüşür. Aynı zamanda da doktorun karısı bir gün koyu renk cam gözlüklü güzel genç kızın, eşinin yatağına girip seks yaptığına şahit olur. Bir anne şefkatiyle kıza yaklaşır, eşini de bu iffetsiz durum nedeniyle aşağılamaz ya da onu bırakıp terk etmez. Saramago’nun dünyasında ahlak en kötü şartlarda sınanırken, ancak olan biteni gören kişi yani gerçekte gözleri olsa da gözlerinin ötesindeki merhamet ve zeka ile dünyayı gören doktorun karısı bu sınavlardan geçer. Romanın büyük bölümü akıl hastanesindeki akıl almaz tecrit, tecavüz ve zemini kat kat dolaşan kan, kir, pas, sperm ve cesetlerle geçerken doktorun karısının kendilerine bunu yaşatan kör çete liderini öldürerek intikam alışı ve ardından çıkan yangın sonucu hastaneden kurtuluşları yaşanır.
‘’Bir insanın neden öldüğünü sormak , saçmadır ! Neden öldüğü zamanla unutulur, yalnızca bir tek sözcük kalır geriye Öldü…’’
(Semra Kılıçtepe tarafından derlenmiştir.)

Pascal Mercier - Lizbon'a Gece Treni

Jose Saramago - Görmek Jose Saramago'nun "Encaido sobre a lucidez" adıyla Portekizce olarak 2004 yılında yayınlanan bu romanı Aykut Derman tarafından Türkçe'ye çevrilmiş ve 2008 yılında ilk kez yayımlanmıştır. Işık Ergüden tarafndan yapılan çevirisi ise 2017 yılında Kırmızı Kedi Yayonları tarafından yayımlanmıştır.
Yazarın 1995 yılında yayınladığı Körlük romanının geçtiği ülkenin başkentinde geçen romanda, yerel yönetimin belirlemek için yapılan seçimde seçmenlerin büyük çoğunluğu boş oy kullanır. Sağ parti yüzde on üç, merkez parti yüzde dokuz oy, sol parti ise yüzde iki buçuk oy alır. Geriye kalan yüzde yetmişten fazlası boştur. Hükümet, bunun komplo olduğunu düşünerek bir hafta sonra seçimi yineler. Bu seçimin sonucu öncekinden daha kötüdür. Sağ partiye yüzde üç oy, sol partiye yüzde üç, boş oy ise yüzde seksen üç oy verilmiştir. Bu beklenmedik durum karşısında, olağanüstü hâl ilan eder. Ajanlar boş oy salgınının kaynağını veya sebebi ile ilgili araştırmalar yapar. Ancak bir sonuca varamaz. Bunun üzerine ordu ve güvenlik güçlerini de yanlarına alarak devletin tüm aygıtları başkenti terk ederler ve yurttaşları kendi hâllerine terk ederler ve devletin başkentini başka bir yere taşırlar. Şehirde hiç suç işlenmez, hiçbir kötülük yaşanmaz. Bununla birlikte devlete, orduya, polise ihtiyaç duyulmaz. Aksine şehir eskisinden daha da güvenli, huzurlu bir yer olur. Halk, şehir yani başkent devlet olmadan da kendi düzenini kurar. İhtiyacını gidermiştir. Başkentin devlete ihtiyacı yoktur. Halkın kendi kendini yönetebilme kapasitesi vardır. Bu sebeple bir devlete ihtiyaç duymamıştır. Hükümet, devlete ihtiyacı olmayan bu şehre devleti hatırlatmak ve ihtiyaç hissettirmek ister. Hükümet bilerek kargaşa çıkarmak ister ve bu kargaşanın kurtarıcısı olarak kendisini göstermek ister. Bunun üzerine bir metro istasyonuna bomba yerleştirerek halkın tepkisi tespit edilir. Belediye başkanı ise olaya tanık olmak için istasyonun yakınında izleyici olarak bekler. Bomba patladığında birçok kayıp yaşanır ve kırka yakın insan yaralanır. Yangın kontrol altına alınır ve cesetler gerekli yerlere sevk edilir. O sırada Belediye başkanı ile İçişleri Bakanı telefon görüşmesi yapar. Bakan her bilgiye sahiptir ve haberdardır. Belediye başkanı ile telefon görüşmesi sırasında bakan, bu patlamaya sebep olanların boş oy kullanan kişiler olduğunu söyler. Belediye başkanı ise devlet eli ile suç girişiminde bulunduğu öngörülen bakanı suçlar. Daha sonra hükümet patlamada kayıp yaşayan ailelere yardımda bulunur. Cenazelerin yirmi yedisinin metro istasyonu yakınındaki çiçeklendirilen araziye gömülmesine karar verilir. Cenazelerin defnedileceği gün gelir. Şehir sakinleri kollarına taktıkları beyaz şerit ve beyaz bayrak ile ciddiyet ve üzüntü içinde cenazeleri toprağa verirler. Belediye başkanı da cenazeye katılmıştır. Cenazeler toprağa verildikten sonra şehir sakinleri ile birlikte Belediye başkanı da evlerine dağılmaz. Devlet sarayına doğru ilerlerler. Giderler, ancak devlet sarayı kapalıdır. Ardından evlerine dağılırlar ancak bu sessiz gösteri boş oy kullanmayan azınlığı korkutur. Daha sonra boş oy kullanan şehir sakinleri şehri terk etmek ister. Hükümet buna izin vermez ve giriş-çıkış yasağı koyar. Hükümet boş oy salgınının büyümesinden korkar. Devlet yöneticileri arasında da bir takım sorunlar ortaya çıkar. Bir çok bakan görevinden istifa eder. Adalet ve kültür bakanı istifa edenler arasındadır. Görevleri başbakan eline alır. Dört yıl önce yaşanan körlük salgını ile şu anki boş oy kullanma salgını arasında kıyaslama yapılır ve olayların bağlantılı olduğu düşünülür. Bu durum üzerine cumhurbaşkanına bir mektup gelir. Bu mektupta körlük salgınında ilk kör olan adamın mektubudur. Mektupta, körlük salgınında kör olmayan tek kişinin kaldığını bu da doktorun karısı olduğunu ve bu kadının boş oy kullanan kişi olabileceğini iddia eden yazı vardır. Cumhurbaşkanı bu mektubu özel kalem memuru ve sekreterleri ile bu durumun gizliliğini korumak adına tembih eder. Ve başbakanı bu mektup hakkında konuşmak için yanına gelmesini ister. Bu davetin ardından başbakan cumhurbaşkanının daveti üzerine odasına gelir. Cumhurbaşkanı mektubu başbakana vererek fikrini söylemesini ister. Başbakan bu mektubun başı boş birinin aptallık etmesine yorar ve bu mektubun ciddiye alınmaması yönünde fikrini dile getirir. Cumhurbaşkanı ile mektup hakkında kısa bir görüşme yaptıktan sonra cumhurbaşkanını İçişleri Bakanını arar ve benzer bir mektubun eline ulaştığını ve hakkında soruşturma başlatacağını söyler. İktidar sahiplerinin tek umudu, artık doktorun karısıdır. Körlük salgınında kör olmayan doktorun karısını suçlu ilan eder. İçişleri Bakanı bir komiser ve müfettişi görevlendirir. Bu üç memur sadece İçişleri Bakanının emriyle hareket ederler. Komiser ve yardımcıları işe koyulur. Ve plan krokisi çizerler. Mektubu yazan şahsı bulmak adına araştırma yaparlar. Bu soruşturmanın iki sebebi vardır: ilki mektubu yazan kişinin cinayet ile ilgisi, diğer temel hedefi körlük salgınında kör olmayan tek kişi olduğu iddia edilen doktorun karısı ile boş oy salgınının arasında bağlantı olup olmadığını anlamak olur. Asıl amacı boş oy kullanan bu başkaldıran şehri doğru yola döndürmektir. Komiser, müfettiş ve memur ; mektubu yazan şahsın oturduğu evin mahallesine gelirler. Bulunduğu kata çıkarlar ve kapıyı açan kişi ise mektubu yazan kişidir. Komiser, müfettiş ve memur mektubu yazan şahsa çeşitli sorular sorar. Mektubu yazan kişi de her soruya teker teker cevap verir. Mektubu yazan kişi bir fotoğrafın olduğunu söyler. Polise fotoğrafı verir. Fotoğrafta sıra halinde yan yana altı kişi vardır: sağdaki ev sahibidir, soldaki eski karısı, ortadakiler ise doktor ve karısıdır. Ön tarafta bir çocuk, yanında bir köpek vardır. Daha sonra polis, müfettiş ve memur mektubu yazan kişinin evinden uzaklaşır. Mektubu yazan kişinin, ve doktorun karısının mahallesine gelirler. Komiser, doktorun karısının evine gelir. Doktor asılsız suçlamadan dolayı komisere çıkışır. Komiser doktorun karısına cinayet işleyip işlemediğini sorunca doktorun karısı arkadaşına saldıran bir tecavüzcüyü makasla öldürdüğünü ve buna mecbur kaldığını söyler. Komiser daha sonra mektubu yazan kişinin boşandığı karısının evine gider. Fakat evde olmadığını görür daha sonra fahişenin evine gider. O da evde olmaz en sonunda doktorun karısının evine gider. Boş oy ile alakalı sorular sorar. Fakat görüştükleri kimse boş oy ile ilgili bilgilerinin olmadığını söyler. Polis araştırma sonuçlarını İçişleri bakanına gönderir sonra İçişleri Bakanına göre hareket ederler. Komiser ve İçişleri Bakanı telefon görüşmesi yapar. Komiser ve İçişleri Bakanının gizli görev esnasında kullandıkları isimler vardır: Komiser deniz papağanı , İçişleri Bakanı “Albatros” ismini kullanır. Ertesi gün müfettiş fahişenin yanına, memur mektubu yazan şahsın karısının evine gider. Komiser doktorun karısının yanına gitmeden önce İçişleri Bakanına fotoğrafı adresi ile birlikte zarfla gönderir. Komiser ise doktorun karısına rastlar. Doktorun karısı ile konuştuğu sırada köpeğinin adını ve hikayesini öğrenir ve etkilenir. Doktorun karısının gözyaşı köpeğidir. Körlük vaktinde doktorun karısının gözyaşını yaladığı için bu ismi aldığını söyler. Gün geçtikçe komiser gazetelerde İçişleri Bakanına gönderdiği fotoğrafı görür. Komiser, İçişleri Bakanının yaptığı asılsız suçlamaya çok sinirlenir. Komiser bu suçlamanın yanlış olduğunun farkına varır. Vicdanını hafifletmek için doktoru ve karısını sık sık ziyaret edip evin güvenli olup olmadığını anlamaya çalışır. Komiserin artık İçişleri Bakanı emrinde olmayıp farklı yoldan devam etmesini tehlikeli bir tehdit olarak gören İçişleri Bakanı komiseri bir gün parkta beyaz çizgili mavi kravatlı adama öldürttür. Daha sonra İçişleri Bakanı bir basın toplantısı düzenler ve komiserin ölümünden dolayı üzgün olduğunu dile getirir. Daha sonra iki polis memurunu doktorun evine gönderirler ve doktoru gözaltına alırlar. İçişleri Bakanı ise yine aynı kişiye doktorun karısını öldürmesini ister ve öldürtür. Ardından gözyaşı köpeğini de öldürür.

Jose Saramago Biyografisi:
Portekiz'in en tanınmış yazarlarından olan Jose Saramago, 16 Ekim 1922 tarihinde Azinhaga köyünde doğdu. Henüz üç yaşındayken, ailesi Lizbon'a taşındı. Ekonomik sıkıntılar nedeniyle yükseköğrenim yapamayarak, başka işlere yönelmek zorunda kaldı; sağlık görevlisi, yayıncı, çevirmen, gazeteci olarak çalıştı. 1947 yılında ilk romanı olan “Terra do Pecado”yu yazdı. Oniki yıl boyunca bir yayınevinde yayın yönetmenliği ve “New Seara” dergisinde edebiyat eleştirmenliği yaptı. 1972-1973 yıllarında “Daily Periodical of Lisbon”da siyasi makaleler yazdı. Portekiz Yazarlar Birliği'nin yönetim kurulunda görev aldı. 1975 yılı Nisan ve Ekim ayları arasında “Daily one of Notice”de genel yayın yönetmeni yardımcısı olarak çalıştı. 1976 yılından beri ise, yalnızca yapıtlarından gelen gelirlerle yaşamaktadır. Bir komünist olan Saramago, Antonio Salazar'ın diktatörlüğüne karşı mücadele etti ve ilk kitabını izleyen 18 yılda gazeteci olarak çalışırken, yalnızca seyahat ve şiir kitapları yazdı. Salazar rejimi 1974 yılında yıkıldıktan sonra tekrar roman yazmaya başladı. Eleştirmenler, Saramago'nun çalışmalarında, Latin Amerika mistisizmini realizmle kaynaştırdığını belirtiyorlar. Saramago'nun uluslararası düzeyde tanınmasını sağlayan yapıtı, 1983 yılında yayınlanan Memorial do Convento'dur. Opera olarak da sahnelenen bu yapıt, bireyler ve örgütlü din arasındaki savaşı inceleyerek, Saramago'nun otoriteye karşı uzun mücadelesini de yansıtıyordu. Fernando Pessoa'nın takma isimlerinden biri olan Ricardo Reis'in Lizbon'a dönüp yaratıcısıyla karşılaşmasını konu alan O Ana da Morte de Ricardo Reis, 1984 yılında yayınlandı. Saramago'nun en ironik yapıtı sayılan Historia do Cerco de Lisboa da (1988) tarih üzerine kurulu bir denemedir. 1995 yılına ait Körlük, insan varoluşunun özü, tanrı ve şeytan hakkında bir romandır. 1997 yılında ise, sıradan bir memur olan Senhor José'nin çevresinde dönen bir roman olan Bütün İsimler yayınlandı. Bunların dışında yazar, The Manual of Painting and Calligraphy, Terra do Pecado gibi romanlara da imzasını atmıştır. Saramago'nun yapıtlarının arasında iki şiir kitabı, birçok deneme, oyun ve roman vardır. Bunların arasında özellikle romanlarıyla birçok ödüller almış olan Saramago'nun edebiyat yaşamının asıl meyvesi, 1998 yılında aldığı Nobel Edebiyat Ödülü'dür. Yapıtlarındaki hayalgücü, sevecenlik ve ironiyle anlaşılması zor gerçeklerin kavranmasını sağlayarak çağımızın en önemli edebiyatçıları arasında yerini alan Saramago, halen Kanarya Adaları'nda yaşamaktadır. Saramago Türkçe'de Körlük, Umut Tarlaları, Bütün İsimler, Yitik Adanın Öyküsü gibi romanlarıyla tanınmaktadır.

Yapıtları
Romanları Terra do Pecado (1947) Manual de Pintura e Caligrafia (1977) / Ressamın El Kitabı (Can Yayınları, 1999) Levantado do Chão (1980) / Umut Tarlaları (Can Yayınları, 2003) Memorial do Convento (1982) / Baltasar ve Blimunda, (Gendaş Kültür, 2000) O ano da morte de Ricardo Reis (1984) / Ricardo Reis'in Öldüğü Yıl (Can Yayınları, 2003) A jangada de pedra (1986) / Yitik Adanın Öyküsü, (Merkez Kitaplar, 2006) História do cerco de Lisboa (1989) / Lizbon Kuşatmasının Tarihi, (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2004) O evangelho segundo Jesus Cristo (1991) / İsa'ya göre İncil, (Merkez Kitaplar, 2006) Ensaio sobre a cegueira (1995) / Körlük (roman), (Can Yayınları, 1999) Todos os nomes (1997) / Bütün İsimler, (Gendaş Kültür, 1999) O conto da Ilha Desconhecida (1997) / Bilinmeyen Adanın Öyküsü, (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2001) A caverna (2000) / Mağara, (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2005) O homem duplicado (2002) Kopyalanmış Adam, (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2010) Ensaio sobre a Lucidez (2004) Görmek, (Can Yayınları, 2008) As intermitências da morte (2005) / Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş, Merkez Kitaplar 2007 As Pequenas Memórias / Küçük Anılar, (Can Yayınları, 2008) A Viagem do Elefante / Filin Yolculuğu, (Turkuvaz Yayınları, 2009) Cain / Kabil, (Kırmızı Kedi Yayınları, 2011)
Denemeleri Deste mundo e do outro (1971) A bagagem do viajante (1973) As opiniões que o DL teve (1974) Os apontamentos (1976) Viagem a Portugal (1981) Folhas políticas : 1976-1998 (1999) Discursos de Estocolmo (1999)
Günlükleri Cadernos de Lanzarote Vol. 1-5 (1994-1998, 5 cilt)
Tiyatro oyunları A noite (1979) / Gece Que farei com este livro? (1980) / Bu kitap ile ne olacak? A segunda vida de Francisco de Assis (1987) / Francisco de Assis'in ikinci yaşamı In nomine Dei (1993) Don Giovanni ou O dissoluto absolvido (2005)
Şiirleri Os poemas possiveis (1966) Provavelmente alegria (1970) O ano de 1993 (1975)
Hikâyeleri Objecto quase (1978) / Kısırdöngü, (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2001)

Yazar ve kitapla ilgili yazılar:

* Körlük (Blindness),José Saramago
       Hümeyra Ahsen Doğan, Akademik Makale, 2019

* Salgın Hastalıkların Distopik Eserlerdeki Yansımaları: “Bir Körlük Denemesi” Örneği
       Yağmur Ceylan, Akademik Makale, 2021

* Bir Distopya Örneği Olarak Körlük Romanına Sosyo - Psikolojik Bir Yaklaşım
       Nurullah Ulutaş, Akademik Makale, 2020

* Lacan’ın Gerçek (Réel) Kavramı Bağlamında Saramago’nun Körlük Romanına Bir Bakış
       Özlem Özen & Damla Ötenkuş, Akademik Makale, 2021

* "Jose Saramago - Körlük"
       İstanbul Okuma Grubu Üyelerinin Değerlendirmesi, 26.03.2022

* Görmek - José Saramago
       Feride Karamürsel, Yazı-Yorum Edebiyat Dergisi, 24.07.2020

* Görmek - José Saramago
       Dipnot Kitap Kulübü Sitesi, 2008

* Jose Saramago’dan Bir Fabl: “Görmek”
       Dr. Demet Parlar, Tıp Dünyası Dergisi, 04.05.2021

* "Jose Saramago - Görmek"
       İstanbul Okuma Grubu Üyelerinin Değerlendirmesi, 28.05.2022

*"En Büyük Devrim Aşk" Perihan Özcan, K dergisi, Sayı: 52, Sayfa: 24-29; 28.09.2007
(Okumak için fotoğrafların üzerine tıklayınız>

Bağlantılar:
* "Yazarın Vikipedi'deki sayfası"
* "Yazar adına kurulan vakfın sitesi" (Portekizce, İngilizce=