Latife Tekin - Manves City

Manves City
Ege kıyılarına yakın bir kasabada geçen Manves City romanı, burada kurulan çok uluslu fabrikalardan birisinin etkisiyle kasaba olmaktan çıkıp hızlı bir şekilde küresel kapitalizmin bir üretim merkezlerinden birisine, bir "City"e dönüşmektedir. Çocukluk arkadaşı olan Nergis ve Ersel'in başından geçenler, geri dönüşlerle verilirken, bu kasabadaki, hem doğa ve çevre, hem de insan ilişkileri ve yaşam biçimindeki değişim, küresel kapitalist dünyanın tüm unsurlarının bu kasaba içinde kendisine yer bulmasına yol açmaktadır.
Haksız biçimde suçlanarak beş yıl hapis yatıp, sonra kasabasına döner Ersel, kasabaya aslında kendisini terkeden karısının kaybolan kızı Eda'yı bulma amacıyla gelmiştir. Ancak bu kısa süre içinde yaşanan değişim, gerek fabrikada, gerekse toplumsal yaşamdaki ilişkiler ayrıntılarıyla ve tıpkı bir sinema filmi gibi okurun gözü önüne serilir. Bu olaylar anlatılırken Nergis'in düzenli yazılar yazdığı blog ve gazete yazıları olayların anlatan temel ögelerden birisidir. Benzer biçimde Ersel'i terk eden karısının mektupları, fabrikada çalışan işçilerin fabrikadaki dilek kutusuna attıklar mesajlar yine anlatımı çeşitlendiren unsurlar olarak dikkât çekmektedir. Ersel kasabada kaldığı süre içinde bir işe girmek de dahil olmak üzere daha önceden tanıdığı çeşitli kişilerle konuşur, onların anlattıkları ve bu sırada yaşadıkları giderek yoğunlaşan bir aksiyon ve onun yarattığı gerilimle romanın sonuna ladar sürer. Romanın sonu yine Nergis'in yazdığı bir yazıda anlatılanlarla belirginleşir.

Latife Tekin - Sürüklenme

Sürüklenme
Aslında yer yer diğer Manves City ile ilişkiler kurulan bu roman da yine aynı zamanda ve öncekine yakın çevrelerde geçmektedir. Bir grup insanın eskiden kurdukları "takviye" adlı örgütün üyesi olan Tijen'in ablasının (romanda "asistan" olarak geçmektedir) istemi dışında gelişen yolculuğunun adeta sürüklenmesinin hikâyesidir bu roman. Asistan (cinsiyeti açıkça belirtilmese de anlatım biçimi ve konuşmaları onun bir 'kadın' olduğunu düşündürmektedir) bu yapıdan geriye kalanlarla, özellikle de aynı zamanda Tijen'le de ilişkisi olan ve örgütte en üst düzeyde sorumlu birisi olan Raşit'le buluşmak ve yapının nerede olduğu belli olmayan paralarının izini sürmek amacıyla dünyanın farklı noktalarında geçen bir yolculuk sürdürmektedir. Roman yurtdışından bir ülke içindeki bir havaalanına zamansız inen asistan ona katılan bir başka yolcunun, çaresiz kalınca kabul ettikleri bir taksideki yolculuklarıyla başlar. 'Bilge' bir adam olduğu anlaşılan şoför onları araçların geçtiği bir yola bırakma sözü verir. Ancak bu seyahat sırasında onun programına tabi olmak zorunda kalırlar ve kendilerini bırakacağı yere kadar götürdüğü sırada uğradığı farklı kırsal yerlerden geçerler, bu sırada da şoförün anlattıklarını dinlerler. Şoför değişim, yaşam ve gelecekle ilgili olarak anlaşılması, hatta çözümlenmesi zor pek çok şey söyler, anlatır. Bu sırada Karaca adlı gizemli bir gençle de ilişkileri olur.
Asistan sonra Rusya'ya giderek orada da 'takviye'nin izini sürer. Orada kendisine yardımcı olan Cehil ile daha önceden tanıdığı ve Tamsi üç farklı özelliğe sahip kişilerdir ve yaşamda tutunmayı sağlayacak olan becerilere sahip kişiler bunlardır. Yolculuğun sonunda Manves City'ye yakın bir başka köyde kurulan bir biyolojik çiftliğe gelir. Bu çiftlik Raşit'in karısı ya da sevgilisi Nevres tarafından yönetilmektedir. Ancak gerek burada çalışanlar, gerekse çiftliğin olduğu yerde yaşayan diğer insanlar çeşitli yollarla burada yapılan faaliyeti sabote etmektedirler. Asistan bunların hepsine tanık olmakta ve izlemekte, ancak bir şey yapamamaktadır. Sonunda Nevres'le Cehil'i orada bırakır ve ayrılır. Bu arada yakındaki Manves City'de olanları da öğrenir.

Latife Tekin Biyografisi:
Latife Tekin 1957 yılında Kayseri’nin Karacefenk köyünde doğdu. 9 yaşındayken ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti. Liseyi Beşiktaş Kız Lisesi’nde okudu. Bir süre memurluk yaptıktan sonra yazarlığı meslek edindi. 1980 darbesi öncesi aktif bir militan olarak sol devrimci harekete katıldı. İlk romanını darbe döneminde ve oldukça genç bir yaşta yazdı.
1984 yılında senaryosunu yazdığı Bir Yudum Sevgi filmi Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Film dahil olmak üzere 5 adet ödül aldı. Ayrıca, 1985 yılında Uluslararası İstanbul Sinema Günleri’nde de En İyi Film ödülünü aldı. Yazar, 1995 yılında Bodrum’da “Gümüşlük Akademisi Sanat, Kültür, Ekoloji ve Bilimsel Araştırma Merkezi Vakfı”nın kuruluşunda yer aldı. Genel Sekreteri olduğu akademide doğayla iç içe ve barışık bir hayat tarzını destekleyen birçok sanatçı ve yazarla birlikte edebiyat, sanat ve kültür etkinlikleri düzenlemeye başladı. Her yıl hem vakfın kendi çalışmaları, hem de vakıfa gösterilen ilgi artmaktadır. Romanları İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve Hollandaca gibi birçok dile çevrildi. 2004 yılında Elele dergisi tarafından “Yılın Fark Yaratan 10 Kadını”ndan edebiyatı temsil eden isim olarak seçildi.
Yazarın 1983 yılında yayımlanan ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm başarısıyla dikkat çekti. Romanda kırsaldan kente göçen bir ailenin hikayesi evin küçük kızı Dirmit’in bakış açısından, masalsı bir üslupla anlatılmaktadır. Yazar çocukluktan itibaren ataerkil ve muhafazakar bir toplumda kendi hayatının öznesi olamama durumunu ve bu durumun insanı sürüklediği çıkmazı oldukça etkileyici bir şekilde resmetmektedir. Berna Moran’ın da dediği gibi Tekin bu eserinde Anadolu anlatı kültürünü harmanlayarak roman türünde yeni bir biçem yaratmayı hedeflemiş ve başarmıştır (75). Yoksulların hikayesini onların diliyle anlatmaya çalıştığını söyleyen yazara, Yaşar Kemal’in ve kimine göre de Gabriel Garcia Marquez’in yazınıyla arasındaki benzerliklerden dolayı, Büyülü Gerçekçilik akımı yakıştırılmaktadır. Fakat “Sözünü Sakınmadan” programında Tekin, Kemal’in Büyülü Gerçekçiliğinin çok “büyük ve destansı” olduğunu söyleyerek kendi anlatılarının daha alçakgönüllü olduğunu ifade etmiştir. Ayrıca, Ahmet Hamdi Tanpınar ve Nazım Hikmet’ten daha çok etkilendiğini de açıklamıştır.
1986 Antalya Altın Portakal Uluslararası İstanbul Sinema Günleri’nde "Bir Yudum Sevgi" ile En İyi Film ödülü, Unutma Bahçesi ile 2005 Sedat Semavi Ödülü, 2010 yılında ise Mersin Kenti Edebiyat Ödülü'ne layık görüken Tekin'in 2000’li yıllarda yazdığı romanlarında konular değişmeye başlamıştır ve doğa ön plana çıkmaktadır. Ömer Türkeş ve Semih Gümüş’ün “Sözünü Sakınmadan”da dikkat çektiği gibi geç dönem metinlerinde yazar hikayeden uzaklaşıp kavramlara doğru bir eğilim göstermektedir. Latife Tekin, yazarlığı “insanlar için” yazan yazarlar ile “insan olma deneyimini aşmak için” yazan yazarlar olarak ikiye ayırmaktadır ve kendi tabiriyle, edebiyata ve sanata karşı bir yerden yazmaktadır. Bu ayrıma sanatın ve edebiyatın “sınıfsal” olmasından dolayı vardığını ifade ederken özellikle bu alanların kendi varlıkları ve amaçlarının da tartışılması gerektiğinden bahseder. Buradaki sınıfsallık sorunu yazarın duruşu için anlamlı olmakla birlikte, “hikaye anlatmayan” metinlerin okur kitlesinin ancak belli bir toplumsal ve entelektüel sınıftan gelebileceği gerçeği yazarın yaklaşımını bir nebze sıkıntıya sokmaktadır.
Annesi Kürt olduğu ve Kürtçe ve Arapça konuştuğu için evde konuşulan Türkçe’nin tekil kalmaması yazarı bir yandan zenginleştirirken, diğer bir yandan da dil –ve doğal olarak edebiyat- ile olan ilişkisiyle arasına belli bir uzaklık sokmuştur. Onun için dil sadece edebiyatın kendini bulduğu, kendi olduğu alan değil, aynı zamanda bir varoluş sorunsalıdır. Belki biraz da dil ile bu özgün ilişkisinden dolayı onun edebiyat dili romandan çok şiire yakın durmaktadır. İlk romanından itibaren seçtiği izleklerden olan kadın olma durumu, hemcinsleri için yazma ihtiyacı hissettiğini söylediği Muinar romanında hem ana sorunsal, hem de onun farklı toplumsal ve bireysel tezahürleri şeklinde irdelenmektedir. Eleştirel düşünceyle edebiyata özgü anlatım ve dili bir araya getirdiği Rüyalar ve Uyanışlar Defteri ise içeriği nedeniyle, daha önceden eserlerini yayımlayan yayınevi ve ikinci bir yayınevi tarafından reddedilmiş, ancak üçüncü bir yayınevi sayesinde sansürden kurtulabilmiştir.
Yaklaşık dokuz yıllık bir aradan sonra birbiriyle bağlantı noktaları da olan iki ayrı romanı birlikte yazan ve eş zamanlı olarak yayınlayan yazarın bu iki romanı 21.yüzyılın pek çok unsurunu içinde barındırmakta, bu yüzden çok geniş bir okur kitlesi tarafından ilgiyle karşılanmakta, pek çok edebiyat eleştirmeni tarafından irdelenip yorumlanmaktadır.
Muhalif bir duruşa sahip olan Latife Tekin birçok televizyon programı, seminer ve konferansa katılmış ve sadece edebiyat değil, toplumsal sorunlar üzerine de fikirlerini, sansür ve baskılara rağmen, açıkça ifade etmeyi tercih etmiştir. Halen Bodrum’da yaşamakta ve Gümüşlük Akademisi’nde etkinlikler düzenlemektedir.

Yapıtları:
Romanları: Sevgili Arsız Ölüm (1983) Berci Kristin Çöp Masalları (1984) Gece Dersleri (1986) Buzdan Kılıçlar (1989) Aşk İşaretleri (1995) Ormanda Ölüm Yokmuş (2001) Unutma Bahçesi (2004) Muinar (2006) Rüyalar ve Uyanışlar Defteri (2009) Manves City (2018) Sürüklenme (2018)

Diğer Kitapları: Bir Yudum Sevgi (1984, Senaryo), Gümüşlük Akademisi (1977, Tanıtım Kitabı) Latife Tekin Kitabı (2005, Haz. Pelin Özer, Söyleşi)

Yazar ve kitapla ilgili yazılar:

* "Manves City ve Sürüklenme İle Yoksulluğun Değişen Yüzü"
       Şule Tüzül, Edebiyat Haber Sitesi, 18 Aralık 2018
* "Sürüklenme: Zümrüdü Anka'dan Tahta Kuşa"
       Nazmi Özüçelik, Oggito.com, 8 Ocak 2019
* "Yoksulluk, Yeryüzü ve Başka Bir Bellek Mümkün: Manves City ve Sürüklenme"
       Deniz Gündoğan İbrişim, Oggito.com, 28 Aralık 2018
* "Latife Tekin’den macera tadında iki yoksulluk romanı"
       Haydar Ergülen, Hürriyet Gazetesi, 21 Kasım 2018
* "Latife Tekin'in “gör dediği”: Distopya ve ütopya?"
       Ahmet Ergenç, K-24, 27 Aralık 2018
* "Psikanalitik Edebiyat Kuramı Bağlamında Manves City, Sürüklenme, Latife Tekin ve Neoloji."
       İrem Uzunhasanoğlu, Mevzu Edebiyat, 8 Aralık 2018
* "Manves City'e Hoş Geldiniz"
       Dilek Karaaslan, Oggito.com, 12 Kasım 2018
* "‘Henüz kayıp değil vicdan, merhamet, dayanışma’"
       Muzaffer Öztürk, Evrensel Gazetesi, 12 Kasım 2018
* "Proleter Deneyimi ve Roman"
       Orhan Koçak, K-24, 31 Ocak 2019
* "Latife Tekin yeni romanlarını Yekta Kopan’a anlattı"
       Yekta Kopan(video), HepsiTV, 8 Ocak 2019

Yazar ve yapıtla ilgili bazı yayın ve dokümanlar facebook grubumuzun dosyalar bölümünde de yer almaktadır.