Ferit Edgü - Hakkâri'de Bir Mevsim

O / Hakkâri'de Bir Mevsim
İlk kez 1977 yılında yayınlanmıştır. Şiirsel biçimde kaleme alınan romanda teknesi kayalara çarpıp batan bir denizci Hak ilinin on bir haneli Pir köyüne öğretmen olarak gönderilir. Burası, denizden çok uzakta, iki bin metre yükseklikte bir yerdir. Yolu ve elektriği yoktur. İnsanlan yoksul ve topraksızdır. Türkçeyi bilenleri azdır, öğretmen köye güçlükle varır. Muhtar ona dersliği gösterir. Okul bir tek odadan oluşmaktadır, öğrencilerden hiçbirinin kalem, defter ve kitabı bulunmamaktadır. Öğretmen hem bunları, hem de kışlık yiyeceğini almak için kente iner. Çamurlara bata çıka Milli Eğitim Müdürlüğünü bulur. Öğrencilerin ihtiyaçlarını bildirir. Geceyi dört kişinin yattığı pis bir han odasında geçirir. Sabahleyin bir adam gelerek onu Valiliğe götürür. Vali, adına gelen mektuplarla dergi ve gazeteleri ona verir. Hepsi de açılmıştır, öğretmen ertesi gün İlköğretim Müdürlüğünden paketleri ve bir bakkaldan yiyecekleri alır. Bir kamyona atlar. Bir saat kadar gittikten sonra bir karakolun önünde durulur. Jandarmalar yükünü indirmesine yardım ederler. Onları muhtarın yolladığı bir katıra yüklerier. Öğretmen ata biner, katırın ipini tutarak yola koyulur. Gün batarken köye vanr. Köylülerden Seyit’in bebesinin ağır hasta olduğunu söylerler. Hemen onu görmeye gider. Elini alnına koyup bakar. Çocuk ölmüştür. Öğretmen gömülmesinde bulunur. Yolda kendini tutamaz, ağlar. İlk derste öğrencilere kentten getirdiklerini dağıtır. Çocuklar pek sevinirler. Akşam Seyit ile kardeşi Halit onu görmeye gelirler. Gösterdiği ilgiye teşekkür ederler. Birlikte çay içer, konuşup dertleşirler. Seyit’in oğlunun ölümünü başkalan izler. Salgın söz konusudur, öğretmen bir dilekçe yazar. Valiye gönderir. Fakat doktor gelmez. Bunun üzerine bir dilekçe de Sağlık Bakanlığına postalar. Sonunda Valilikten cevap gelir: Yollar açılınca bölge sağlık ekibi köye uğrayacaktır. Kış boyunca köyün erkekleri öğretmenin evine gelir, çay içer, söyleşirier. Karlar eriyip de yollar açılınca öğretmen, Ramazan’la kente gider. Öteberi alarak köye döner. Gelen mektupları okur, onlara cevaplar yazar. Dağlardan oluk gibi suların aktığı bir sırada köye bir müfettiş gelir. Öğretmenle görüşür. Buradan kaçmadığı, çevresine yararlı olduğu için onu kutlar. Zamanı geldiğinde okulu kapatabileceğini söyler. Anahtarı muhtara verip buradan aynlabileceğini bildirir. Artık özgürdür. Dilediği yere gidecektir. Bir sabah köylüler bir katır getirirler. Öğretmenin sandığını, torbalanm üstüne yüklerler. Çocuklar okulun önüne toplanıp hep bir ağızdan "Gene gel!" diye bağınrlar. Öğretmen ata biner. Halit, dizginler elinde, örtünden yürür. Dağları aşarak bir düzlüğe varırlar. Aşağıda koyda bir tekne görülür. Halit bu tekneyi onun için onardıklarını söyler. Güçlükle oraya, ırmağın kıyısına inerler. Yükleri kayığa koyarlar. Vedalaşıp ayrılırlar. Öğretmen şimdi yeni bir yolculuğun eşiğindedir. Nasıl olsa, ırmak denize ulaşacaktır...

KAYNAK: Behçet Necatigil, Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü

Ferit Edgü - Hakkâri'de Bir Mevsim

Doğu Öyküleri
İlk kez 1995 yılında yayınlanan kitabın ilk bölümünde "Mirza", "İbramın Oğlu İbramın Öyküsü", "İnsan Kokusu" ve "Mutluluk" adında dört uzun öykü yer almaktadır. Bu öykülerdeki karakterlerin çoğu "O" romanında da yer alırlar ve orada söz konusu edilmeyen bazı olayların anlatımından oluşmaktadır. "Minimal Öyküler" üst başlığını taşıyan ikinci bölümde ise "Atsız", "Söyleşi", "Bu", "Annem" ve "Ben", "Yıkılmış", "Fal", "Kayıt", "Konuşma", "Rastlantı", "Nöbetçi", "Pusula/Sız", "Karakış", "Ses", "Kim", "Hoş", "Kerem" ve "Ne" adlarını taşıyan birbirinden farklı, çoğu bir paragraflık ya da 8-10 cümlelik 17 kısa öykü bulunmaktadır.

 Biyografisi:
İsmail Ferit Edgü 24 Şubat 1936’da İstanbul’da doğdu. Babasının adı Nuri Mehmet Edgü, Annesinin adı ise Fatma Nevber dir. Çocukluk yılları II. Dünya savaşının kötü atmosferlerinde geçti. İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü’nde eğitim görürken kazandığı bir sınavla Almanya’ya giden Ferit Edgü oradan Fransa’ya geçti. 1959-1964 yılları arasında Paris’te kalan Edgü bu süre zarfında resim eğitiminin yanı sıra felsefe, sanat tarihi, seramik gibi hususlarda kendini geliştirdi. Askerliğini yedek subay öğretmen olarak Hakkâri’de yapan Ferit Edgü burada bir dönem öğretmenlik yaptıktan sonra Askerlik hizmetini Beypazarı’nda bitirdi. 1967 Askerlik dönüşünde İstanbul’a dönen yazar bir müddet sonra tekrar Paris’e gitti ve Paris’te bir yıl daha kaldıktan sonra yeniden yurda döndü. Türkiye’ye dönüşünde bir müddet metin yazarlığı yapan Ferit Edgü daha sonra DATA reklamcılık ve Ada yayıncılık şirketlerini kurdu. Yazın hayatına şiirle başlayan Ferit Edgü İlk şiirini 1952’de Kaynak dergisinde yayımladıktan sonra ilk öyküsü de 1954’te Yeni Ufuklar dergisinde yayınlandı. Maviciler hareketini başlatan Mavi Dergisinde yazıları ve şiirleri çıkmaya başlayan Ferit Edgü bir dönem bu akımın bir parçası oldu. Bir tesadüf sonucunda Sait Faikle Ferit Edgü bundan sonraki yazım yaşamında hikâyecilik önemli bir yer kazandı.Yazılarında edebiyatın konumu, yazarın özgün koşulları ve nitelikleri üzerine düşünceleriyle dikkat çekti. 1977 yılında ADA Yayınevi’nin Namanlı yurdundaki Bedri Rahmi sanat galerisini yönetmeye başladı. Ferit Edgü 1960 yılında Hollanda’da tanıştığı Amelie Edgü ile evlendi. Bu evlilikten Esma adını alacak bir çocuk sahibi olan Ferit Edgü kırk yıl evli kaldıktan sonra eşinden boşandı.

Sanat Hayatı
Mavi dergisi ve topluluğu ile bu dergide yayınladığı şiirleri adını duyuran Ferit Edgü daha sonraki yıllarda nesre, roman ve öyküye yönelerek adını daha çok öykü ve romanları ile duyurdu. Hakkari’de görev yaptığı süre yazarın düşünce dünyasında yeni bir ufuk açtı. Buradaki öğretmenlik günlerinde yaşadığa değişimi eserlerine de yansıtan sanatçı “Hakkaride Bir Mevsim “ adındaki eseri bu yıllarda yaşadığı deneyimler ve hatıralar sonucunda yazdı. Hakkâri öncesinde Mavi dergisindeki yazıları ve şiirleri ile adını duyurdu. Mavi hareketinin içinde olan genç bir şair olarak adını edebiyat çevrelerinde duyurmayı başaran Ferit Edgü Toplumcu bir çizgide yeni şeyler başarmak isteyen bu topluluğun içinde daha çok ferdi sorunları ele almayı tercih eden bir yazar ve şair görünümünde kaldı. Öykülerini sanatın toplum sorunlarıyla ilgilenmesi gerektiğini düşünmesine rağmen eserlerinde bu amaca uygun bir yazar görüntüsüne giremedi. Özellikle yazdığı öyküler kısa sürede toplumcu anlayıştan sıyrılmasına sebep oldu. Hakkâri’ye gitmeden öncesi dönemlerde kaleme aldığı öykülerinde Ferit Edgü, yaşamın anlamsızlığını öykü kişilerinin kişisel kaygılarını, bunalımlarını, toplumsal yaşamdan kopuk ve iletişimsizlikten kaynaklanan iç çatışmalarını dile getirdi. Yozlaşma, yabancılaşma, doğuştan gelen yetersizlerinden şikâyet eden ferdi konuları eserlerinde işledi. Hem Paris’i hem de Hakkâri’yi tanıma fırsatını bulan yazar bu iki coğrafyaya da şahit olmasının getirdiği avantajları eserlerinde kaleme alamaya başladı. Özellikle Hakkâri ve çevresinde şahit olduğu izlenimler bir yazar olarak onu derinden etkilemişti. Öyküleri’nde yazar kısa metinler halinde “Doğu” ve “Taşra”nın iç dünyasını derinlikli ve teferruatlı bir şekilde yansıttı. Kafka’nın ve Varoluşçuluğun tesirleri altında yeni bir hikâyecilik yaratmaya çalışan bir tavırla hareket etti. Edgü kendi deyimiyle ’’Herhangi bir insanın yazgılarının yazınsal konu olması kadar yazınsal konunun yazarın yazgısı olması söz konusudur’’ şeklinde ifade ettiği üslup anlayışı kendine özgü bir teknik ve anlatım dili ortaya çıkarmasına sebebiyet verdi.

Yapıtları:
Romanları: Kimse (1976), O/Hakkari'de Bir Mevsim (1977), Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988)
Öyküleri ve diğer yazıları: Kaçkınlar (1959), Bozgun (1962), Av (1968), Bir Gemide (1978), Çığlık (1982), Binbir Hece (1991), Doğu Öyküleri (1995), İşte Deniz, Maria (1999), Do Sesi (2002), Avara Kasnak (2005), Nijinski Öyküleri (2007), Yaralı Zaman, Leş (Toplu Öyküleri),
Senaryo: Hakkâri'de Bir Mevsim (O adlı romanından senaryo, Onat Kutlar ile birlikte)
Deneme: Tüm Ders Notları (1978), Yazmak Eylemi (1980), Şimdi Saat Kaç? (1986), Yeni Ders Notları (1991), Seyir Sözcükleri (1996), Devam (2001), Sözlü/ Yazılı (2003), İnsanlık Halleri (2003), Selma Gürbüz İçin Üç Yazı (2013)
Şiir: Ah Min-el Aşk (1978), Dağ Şiirleri (1999),
Anı: Görsel Yolculuklar (2003)
Biyografi: Abidin (2003), Avni Arbaş (2001), Osman Hamdi-Bilinmeyen Resimleri (1986),
Çocuk Kitabı: Doğa Dostları (2004)
Ödülleri: Sait Faik Hikâye Armağanı 1979 (Bir Gemide); Türk Dil Kurumu Deneme Ödülü 1979 (Tüm Ders Notları); Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü 1988 (Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı)

Yazar ve kitapla ilgili yazılar:

* "Ferit Edgü"       

* "Doğunun Ucunda Bir Kazazede: Ferit Edgü"        ArtFulLiving.com, 28.08.2017

* "Bir Film, Bir An: Na"        Kenan Tekeş, Bianet, 15.04.2017

* "Kayıp Kentte Bir Öğretmen"        Kenan Tekeş, Bianet, 15.09.2012

* "Bir Harita ve Pusula: O/Hakkâri’de Bir Mevsim"        Esra Fakibaba, Gece Dergi, 26.11.2016

* "Hakkâri’de Bir Mevsim"        Dipnot Kitap bloğunda Kitapla ilgili sayfa, 15.02.2012

Yazar ve yapıtla ilgili bazı yayın ve dokümanlar facebook grubumuzun dosyalar bölümünde de yer almaktadır.