biyografisi:

sinem sinmez sinem sinmez
1974 ankara doğumlu, çocukluk ve gençlik çağlarını karadeniz ereğli'de geçirmiş ve 1992 yılında i.ü. klasik arkeoloji ana bilim dalı'nda öğrenim görmek üzere istanbul'a gelmiş ve öğrenimine başlamıştır. yaşadığı acıları, sevgileri, hüzünleri, aşkları, ihanetleri, terk edişleri ve ayrılışları kısacık ömrüne sığdırdığı tuval ve duvar hikâyeleri adlı iki romanında dile getirmiştir. ancak bunların yayınlanması yaşama karşı verdiği savaşta yenik düştükten sonra yayınlanabilmiştir.

 

yapıtları:

  • tuval ( 2005, roman, göksu ofset,istanbul, 336 sayfa.)
  • duvar hikâyeleri ( 2005, anı, roman, göksu ofset, istanbul, 120 sayfa.)

     

    kitap adı adı: tuval (roman)
    ilk yayın tarihi: 2005, eylül, istanbul
    yayınevi: göksu ofset, 335 sayfa
    içeriği/özeti:
      
    “ne yapacağımı bilmiyordum. kalabalığa kapılıp, sürüklenmeye başladım. kesişen iki yol kadar açık bir biçimde, tam olarak, yarın nasıl erkenden burada olacağım derken, tanıdık bir yüz gördüm. aynı anda. suzin'in karmaşık arkadaşl gruplarından birinde karşılaşırdık... can. can'ın göz aklarında kara lekeler vardı küçük küçük noktalar... can, -yumuşak başlı, sıradan sayılmayacaklardan- suzin ve takımının yakışıklısı. onunla ilgili kayıtlar bu kadar... ardından koşup seslendim. o'nu görmek işaret sayılır.”
    'yatağınızın gece prensi' ömer, bembeyaz hastane duvarlarına kendi acıklı öyküsünü resmeden lâl, acıya, aşka, güce tek başına dayanan anne berrin ve tatlı bakışlı, hırçın, kırgın yüreği pullarla kaplı suzin ile arkadaşlı yakışıklı can'ın kahramanlarını oluşturduğu tozlu kasabalardan, vahşi şehirlere, ıssız kıyılardaki beyaz odalara sürüklenen yaşamların toplu hikâyesi... acılı, hüzünlü, ama akıcı bir roman.

     

  • kitap adı adı: duvar hikâyeleri (anı, roman)
    ilk yayın tarihi: 2005, eylül, istanbul
    yayınevi: göksu ofset, 120 sayfa
    içeriği/özeti:
      
    “kantin saati bitmek üzereydi içeri girdiğimde, gözlerim hemen bayan bofa'yı buldu. yanına oturuncaya kadar beni farketmemişti, bu kendi halindeliğiyle çok ilgi çekiciydi... konuşmaya başlar başlamaz anladım ki, bayan bofa aslında burada kalmayı, burada olmayı ve belki de bu duvarları seviyordu.”
    bir psikiyatri hastanesinde bulunan genç bayan tori, bayan sarda, bay laho, bayan bofa, bay somo, bay çiro, bay pala, bay lüfe, bay japon balığı ve onların arasında başlı başına bir karaktere dönüşen duvarlar. burada yaşayan bu hastaların yaşam öyküleri, o mekânda kesişen yaşamlarında çalışanlar ve birbirleriyle olan ilişkileri... özlemlerinin, düşlerinin, takıntılarının, yaptıklarının naif, içten, duyarlı bir şekilde anlatıldığı hasta, "insan" hikâyeleri...

     

     

    "önceki"   |   "sonraki"

    bu sayfa en son 25.02.2021'de düzenlenmiştir.