Mevzumuz Derin
Yazarın 2013 eylülünde On8 Yayınevi tarafından yayınlanan ilk romanı olan "Mevzumuz Derin" A.Platonov'un "Yaz devam ediyordu…"
tümcesi ile başlar ve 161 sayfada "Yaz sürdü" bölümüyle sona erer.
İzmir’de Varyant’ta körfeze bakan eski bir apartmanda annesi ve dedesi (babasının babası) ile yaşayan Bedrettin, (Bedo)
babasını bir deniz kazasında ölmüş bilmekte ve eksikliğini hissetmektedir. Nehir adında bir kıza
âşıktır. Kendisine gelen cep telefonu mesajlarını sevdiği kızdan geldiğini zannetmektedir.
"Bedo, bedo" diye seslenen bir muhabbet kuşu, Barbo adında bir çingene arkadaşı, Madam Pi isminde
yahudi komşusu, dedesinin kitapçı dostu İsmet Amca romanın diğer kişileridir. Özellikle can dostu
Barbo kendisine sürekli olarak yardıma hazırdır.
Dedesi de çok okuyan eski bir öğretmendir. Yusuf Atılgan’ın 'Aylak Adam" romanını okuması için
Bedrettin’e vermiştir. Kitabı okuduktan sonra Bedo iyice hüzünlenir ve bir sorgulama yapar .
Bedrettin’e göre annesi mutsuzdur. Dedesi ve annesi ona çok baskı yapmaktadır. Bir gün öldü bildiği
babası karşısına çıkınca sırt çantasını alıp evini terk eder. Hayatı babası ile paylaşmaya başladığı
ilk zamanlar hoşuna gider. Fakat daha sonra babasının kendisinin değer verdiği bazı erdemlere sahip
olmadığını görünce, olgunlaşmış bir genç olarak anne ve dedesine geri döner .
Varamayan
İlk basımı Can Yayınları tarafından 2019 yılında yapılan içinde 12 öykünün yer aldığı 87 sayfalık bir kitaptır.
İki bölümlük kitabın ilk hikâyesi kitaba da adını veremeyen "Varamayan" otuz sayfalık bir uzun hikâyedir.
Bu hikâyenşn kahramanı bir şeyleri uzun süre aklında tutamayan annesiyle birlikte yaşayan Borlulu Ahmet adında
bir gençtir. Annesinin zoruyla kabul edildiği askerliği bitince, oradaki bir devre arkadaşı tarafından
trene bindirilerek memleketine gönderilir. Ancak ineceği durağı şaşıran Ahmet'in askerlikte yaşadıklarıyla
evine varamayışının öyküsüdür.
Kitabın ikinci bölümünde yer alan on bir öykünün konuları ise şöyle özetlenebilir:
Eski Ağrı oğlunu bir bomba çukurunda kaybeden bir kadının sabah erken uyanıp dışarıda
bir "alıcı kuş"la göz göre gelmesi, sonra oğluna her zaman yaptığı şeyi yapıp kalın yağlı bir dilim
ekmeği kışın her gün aynı saatte gelip ağzıyla alan bir geyikle olan ilişkisinin anlatıldığı ve
karla birlikte başlayan iki memesindeki eski ağrıyı anımsamasının öyküsüdür.
Ejderhanın Endişesi Öykünün kahramanı Salih, Zehra adında bir kızı olan son çalıştığı işten çıkarılmış
ama ilk yevmiyesiyle kızına bir viyaklayan, plastikten bir ejderha almış bir babadır. Öyküde evlerine alışmış ve özellikle
de zehra'yı sahibi olarak bellemeye çalışan bir tekir kedi vardır. Zehra tekir kediyle arkadaş olmak ister ve babasına
hediyesini geri vererek onun yerinde kediyi eve almasını ister. Salih ejderhayı alır ve her zaman gittiği kahvehanede
onun gibi işsiz arkadaşlarıyla karşılaşır. İşsiz arkadaşları kâğıt oynamaktadırlar. Salih masaya ejderhayı atar ve
iş aramaya çıkmalarını söyler. Öykünün sonunda ejderha dile gelir ve bu durumdan yakınır.
Nefes Somalı madencilerin kaderi sigara içen çocuklar üzerinden aktarılır. Öyküde Cemil adında babasını
maden yüzünden yitirmiş cüce bir çocuk vardır. Cemil sigara içenlere düşmandır. Madencilerin çocukları babaları madende
ölürlerse doğrudan madene işçi alınmaktadır ama cüceler işçi olamamaktadır, o yüzden madene giremez. O da gelecek yıl
askere gideceğini düşünür ve orada eğitim çavuşu olmayı düşler.
Ateşe ne diyelim adları meryem ve kaderleri benzer olan her yaştan meryemlerin öyküsüdür.
Yazar, Meryem'i anne sözcüğü ile bir bakıma eşanlamlı kullanmıştır. Anne Meryem'in kızı Meryem bir ev
yangınında yaşamını yitirir. Öyküde yaralarını sarmak, acılarını paylaşmak ve feraha ermek isteyen analar vardır.
Yurtsuz Duyan Bir savaştan kaçan Mehmed Fazıl'ın annesinin kaçıp geldikleri çöle dair kötücül nitelemelerin
yapılmamasına dair bir öyküdür. Çölün hikâyesi onların göçleri ve yaşadıkları zorluklar özelinde anlatılır.
Hayat Tuhaf! Elindeki kötü haberli zarfla Yeni Hayat Bakkaliyesi’nde Leyla Hanım’a iç sesiyle açılan
öykü kahramanı "Annem felaket felaketi çeker, derdi. Annelerin her dediği çıkmaz. Yoksa hayat böyle tuhaf ve güzel olmazdı"
diyerek öyküye devam ederken bize her kötü durumda umut etmeyi hatırlatır. Muhtelemen KHK ile işinden atılan bu karakterin
çocuksu bir duyguyla içine düştüpğü imkânsız aşk anlatılmaktadır.
İnsan İlişkileri ve Buzdolabı Öğrenci Cihat ve iki arkadaşı ile karşı komşuları Celil Bey arasındaki sıradan bir
öğrenci hikâyesi anlatılmaktadır görünürde. Fakat hikâyedeki emekli asker ve bu askerin akıbeti hikâyeye bambaşka yorumlar
katacak niteliktedir. Öyküde, bir öğrenci evi hayatı, astsubay karşı komşu, yalnızlık, yoksulluk, açlık ve yoksunluk ile
dolu bir buzdolabıyla anlatırken "Biliyor musunuz, içinde eser miktarda da olsa yiyecek olan bir buzdolabı gerçekten
karşılıklı saygıyla yürüyen insan ilişkilerinin temelini oluşturuyor" denilmektedir.
Bazı Tuhaflıklar Geri Döner İşkence ve bu fiili gerçekleştirenin psikolojik durumunu ortaya koyan bir hikâyedir.
Bir polis amiri ile onun yanında yer alan bir ispiyoncunun ilişkisi öykünün konusudur. Bu öyküde işkenceci gerçeklik ile hayali
arasına sıkışmıştır.
Eksi Yerçekimi Fantastik bir öyküdür ve bir ülkenin güvenlik bakanlığında çalışan Tankut Zaim bey ve platonik sevgilisi
F.'nin yaşadıkları şehir savaş altındadır ve her yer yıkılmıştır. Tankut sevgilisine gerçek anlamda ulaşamadığı için kendini
pencereden atar ama aşağıya düşmez tersine yukarı yükselir. Çünkü yazılı kurallara göre o "negatif varlık"tır.
Yine Acıktık Eski bir celladın işsiz iki arkadaşa bahçesinde mezar kazdırıp eski paralar vermesi ve bu paralar sayesinde
karınlarını doyuran gençlerin kazılacak mezarlar bitince yine aç kalmalarının anlatıldığı ironik bir öyküdür.
Sevdiğimiz İnsanlar Sevdiğimiz Kediler Gazze'de öldürülen sekiz aylık Leyla bebeği ve onun on yedi yaşındaki annesi
Meryem'i hatırlatan bu öyküde FHKC gerillası Leyla Halid bir kedinin bir çocuğa verdiği addır ve bu olay anımsatılarak bu kahraman
selamlanır.
Biyografisi:
1997 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat bölümünden mezun oldu.
Ölümsüz Öyküler Yayımevinin düzenlediği "Xasiork 2002 Kısa Öykü Yarışması"nda “Kayıp Dua Kitabı” isimli hikâyesi
birincilik ödülüne layık görüldü. 2008'de "Alnı Mavide" ile Oğuz Atay Öykü Ödülü'nü, 2011'de Kumrunun Gördüğü adlı
kitabı ile Sait Faik Hikâye Armağanı'nı aldı. Öyküleri, e edebiyat, AdamÖykü, Özgür Edebiyat, E, Adam öykü, Ünlem, Patika,
İmge öyküler, Özgür edebiyat, Eşik cini, Notos öykü, Yeni yazı, ğ, Sus, Har gibi edebiyat dergilerinde yayınlandı.
Yapıtları
Romanları: Mevzumuz Derin (2013), Deli İbram Divanı(2021)
Öyküleri: İzmir Postası’nın Adamları(2004), Çiğdem Külahı(2006), Alnı Mavide(2008), Kumrunun Gördüğü(2010),
Ekmek ve Zeytin(2011), Cazibe İstasyonu(2012), Yüklük (2014), Gizli Sevenler Cemiyeti (2016)
Deneme: 100 Tuhaf Kitap(2015)
Çocuk kitapları : Eyvah, Babam Şiir Yazıyor, Annemle Uzayda, Kırlangıç Zamanı,
Neşeli Günler, Gökçe’nin Yolu, Çayırın En Tuhaf Yuvası, Paspas Tepemde Kapiş Paçamda,
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
*
Ahmet Büke'nin romanı ve öykülerinde yapı ve tema (Tez)
Merve Bağcı, Gaziantep Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dal, 2017
*
Ahmet Büke
Zeki Z. Kırmızı, Kişisel Bloğu, 2014
*
Bu Haftaki Mevzumuz Derin
Elif Duamnlı, Bianet, 14.11.2015
*
Yolda yitip gidenlerin öyküsü"
Sinan Tepe, 15.12.2019
*
"Varamayan nereye varmak istemektedir?
Arif Mutlu, Gazete Duvar, 05.12.2019
*
"Ahmet Büke ve Yapıtlarına Dair Sunum" (Video)
Sema Demirsoy, 19.02.2022
*
"Ahmet Büke Yapıtlarının Değerlendirmesi"
İzmir Okuma Grubu Üyeleri, 19.02.2022
Bağlantılar:
* "Yazarın Vikipedi'deki sayfası"
* Kitaplarını yayınlayan Can Yayınları'nın sitesindeki sayfası
|