Kaf Dağının Önü, Murathan Mungan’ın 1994’te yayınlanan beşinci öykü kitabıdır.
Bu öyküden önce yazılan Lâl Masallar ile sonra yazılan Üç Aynalı Kırk Oda" ile bir üçleme oluştururlar.
Bu kitapta "Suret Masalı, Gece Masalı ve Kâğıttan Kaplanlar Masalı" olmak üzere üç uzun öykü vardır.
Öykülerin tümünün adının "masal" nitelemesi içermesi aslında temeldeki bir kurgusal karakterin farklı
dönemlerini sonradan bir "masal" edası ile anlatmasından dolayıdır. Öykülerde yer alan kimi özellikleri
itibariyle birbirine benzeyen ve cinsel kimliğinin farkına varan kararkterlerin "iç yolculukları, değişimleri,
geçmişleri ve ideolojileriyle hesaplaşma"sı anlatılmaktadır. Yazarın yaşamına koşut kimi otobiyografik
unsurların da yer aldığı öykülerde, ülkemizdeki eş cinsellerin dünyası ve Türkiye’nin geçirdiği dönemler
itibariyle, insanların onlara bakışı ve toplumsal yaşam içindeki yer alışları ifade edilmektedir.
Öykülerden ilki olan Suret Masalı yazarın yaşamına en çok benzeyen öykü olduğu söylenebilir.
Öyküde Faris adında bir ressamın yaşamının sonlarını geçirmek üzere doğduğu yere, Mardin'e gelmesi ve
kendisiyle, yaşamıyla hesaplaşması anlatılmaktadır. Burada ressamın yakın arkadaşı Ceylâ önemli bir unsur
olarak o yaşamın değişik evrelerinde yer alan bir kadındır. Aslında bir anlamda yaşamları birbirine girmiş
iki kahraman olarak bu yaşamın seyrini ilişkileri üzerinden anlatır Mungan.
ikinci öykü olan "Gece masalı" ise İstanbul'da Beyoğlu'nun çeşitli mekânlarında geçer ve bir
eşcinselin yaşamından bir kesiti ortaya koyar.Öykünün kahramanı bir piyanisttir. Aynı zamanda eşcinsellere
ait bir barın sahibidir ve orada da çalıyor. Barın önünde ve piyanodayken olmak üzere iki şekilde gözlem ve
duygularını ayırarak anlatıyor.
Kâğıttan Kaplanlar masalında cinsel kimliğinin farkına varan genç bir üniversite öğrencisinin
değişim süreci, yaşadıkları ve karşılaştıkları anlatılmaktadır. Yazar olan ve adları verilmeyen, edebiyatta
buluşan iki yazarın yaşamı anlatılır. Gençliklerinde devrimci olan arkadaşlardan biri hapishaneye düşer ve
birbirlerini kaybederler. Anlatıcı olan yazar da tutuklanır. Arkadaşının aranıyor olması adının gazetelerde,
resimlerde çıkmasına sebep olur. Bir ay sonra gelip arkadaşının evine sığınır, sonra gider. Zaman zaman
birbirlerinden haber almasalar da sonunda görüşürler. Dostlukları yaşamlarıyla birlikte ilerler. Yazarlardan
biri en fazla üç aylık ömrünün kaldığını öğrendiğinde arkadaşına “Kaf Dağının Önü. Masallar” yazılı tamamlanmamış
bir dosya bırakır. Arkadaşı, ondan yarım kalmış dosyayı tamamlamasını ister. Yazar, kardeşi gibi gördüğü
arkadaşının bıraktığı dosyayı incelerken aslında kendi yaşamını da gözden geçirir, birçok şeyi sorgular.
Bu öykü bilinç akışı, iç monologlar ve geriye dönüş teknikleri yoğun biçimde kullanarak yazılmıştır.
Aslında her üç öyküde de "yazı, yazmak ve yazar olmak" öykülerin başat izleklerindan biridir.
Lâl Masallar Murathan Mungan’ın 1989'da yayınlamış olduğu dördüncü hikâye kitabıdır.
Kitapta "Âzer ile Yadigâr, Muradhan ile Selvihan ya da Bir Billur Köşk Masalı, Ulak ile Sadrazam" adlı üç ayrı hikâye yer alır.
Öyküler geçmişte yaşanan olayları anlatır, halk hikâyeleri gibi tasarlanmıştır ve üçü de mutsuz son ile biter. Şiirsel bir dil söz konusudur.
Öykülerden ilki olan Âzer ile Yadigâr’da kavuşamayan iki gencin başından geçenler dile getirilmektedir.
Birbirini çok seven bu iki gençten Yazigâr dilsiz yani 'lâl'dir. İki genç bir arada olmayı çok istemelerine karşın bu gerçekleşmez ve sevdanın sonu acı, keder ve ölüme varır.
Âzer ile Yadigâr’ın aşkı ve sonradan adı Deliyar olarak adlandırılacak uçurumda sonlanır. Bu uçurumda başka aşklar sona erse de uçurum
bu iki aşığı aldıktan sonra yalnızca Âzer ile Yadigâr’ın adını yankılamaya başlar.
İkinci öykü olan Muradhan ile Selvihan(Billur Köşk Masalı) hikâyesinde de yine kavuşamayan iki gencin, Billûr Köşk’ün tek kızı Selvihan ile yörük delikanlısı Muradhan’ın hikâyesi anlatılmaktadır.
Bu öyküde ise öncekinin tersine bu kez erkek yani Muradhan dilsizdir. Bu öyküde âşıklara kelimeler değil gelenek, görenek ve töreler engel olur. Günün birinde Billûr Köşk’ün bulunduğu dağdan ovaya inan Selvihan,
semah tutmuş olan Muradhan'ı görür ve âşık olur. Ancak, aşkları kavuşmanın mümkün olmadığı bir aşktır.
Çünkü Selvihan bir bey kızı, Muradhan ise bir oba uşağıdır. ama daha büyük bir engel daha vardır: Muradhan dilsizdir. Her ne kadar âşıkların dili başka olsa da bu beraberlik mümkün değildir. Muradhan Billûr Köşk’e köçek olursa Selvihan'a yakın olabilecek, sevgilisi dansını seyredebilecektir. Ama bu sırada Selvihan'ın bir başka bey oğluyla evlendirilmesi gündeme gelir. Düğünün kırkıncı gecesinde, gerdek öncesi Muradhan, yaptığı "hançer dansı" sırasında, önce Selvihan'ı, ardından da kendini hançerler. Billûr Köşk'ün düğünü kana boyanmış ama sevgililer kavuşmuştur.
Ulak ile Sadrazam adlı üçüncü öykünün "Birinci Remil", "İkinci Remil" ve "Üçüncü Remil" başlıklı üç bölümü vardır. Kaynağını Osmanlı tarihinden ve kültüründen alan bu hikâyede de yine dilsiz bir kahraman, ulak görevi verilen "Ulam" vardır. Öyküde Osmanlı Hünkârı'nın ölümü üzerine, Sadrazamın, biri Konya'da, diğeri Amasya'da bulunan iki şehzâdeye ulak yollamasını hikâye eder. Ulaklardan "Saray Çavuşu" Amasya'ya, Melâmi tarikatinden bir Türkmen olan Ulam ise Konya'daki şehzâdeye gönderilir. Amasya'da olan şehzâde olan büyük oğul, sadrazamın gönlünde yattığını düşündüğü Konya'daki şehzâde şehzâdenin tahta geçmesini önlemek, hem Sadrazam, hem de Dilsiz Ulak'ın boğazlanmaları için bir düzen kurar.
Biyografisi:
Murathan Mungan 21 Nisan 1955 İstanbul doğumlu. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü'nü bitirdi. İlkin çeşitli dergi ve gazetelerde yazıları ve şiirleriyle görünen yazarın ilk kitabı 1980'de yayımlanan 'Mahmud ile Yezida'dır. Daha çok şiirleri, hikâyeleri ve oyunlarıyla tanınan Murathan Mungan aynı zamanda radyo oyunu, film senaryosu ve şarkı sözü yazdı. Çeşitli alanlara dağılmış yirmi yıllık çalışmalarından yaptığı özel bir seçmeyi Murathan '95'te topladı. Şiirlerinden yapılan bir seçme Kürtçe'ye çevrildi: 'Li Rojhilatê Dilê Min' (Kalbimin Doğusunda).
Dünya edebiyatından öyküleri bir araya getirdiği seçkileri (Ressamın İkinci Sözleşmesi, Çocuklar ve Büyükleri, Kadınlığın 21 Hikâyesi) yayımlandı. Çeşitli yazı ve denemelerini Meskalin 60 draje ile Soğuk Büfe'de topladı. 2000 öncesinde çıkardığı tüm şiir kitaplarını bir araya getiren 13+1 toplamından sonra 2001'de Erkekler için Divan, 2002 yılında da ilk romanı Yüksek Topuklar yayımlandı. 2003'te yayımlanan seçkisi Yazıhane'de, dünya yazarlarının "Niçin yazıyorum?" sorusu etrafındaki denemelerini bir araya getirdi. Bunu aynı yılın sonunda Timsah Sokak Şiirleri, kısa bir süre sonra da Çador adlı kısa romanı takip etti..
2004'ün son günlerinde yayımlanan Eteğimdeki Taşlar geniş bir zaman diliminden şiirlerini bir araya getirdi. 2005 yılı için hazırlanmış özel bir basım olan Elli Parça, Mungan'ın henüz kitaplaşmamış çalışma dosyalarından farklı türlerde parçalar içeriyor. 2006 tarihli Söz Vermiş Şarkılar, yazarın bestelenmiş ve bestelenmemiş bütün şarkı sözlerini bir araya getiriyor. 2007 yılını çok verimli geçiren yazar farklı türlerde beş kitap yayımladı: Kullanılmış Biletler (sinema yazıları), Kâğıt Taş Kumaş (oyun), Büyümenin Türkçe Tarihi (öykü seçkisi), Yedi Kapılı Kırk Oda (hikâye) ve Dağ (şiir). 2008 Nisan ayında ise öykü kitabı Kadından Kentler geldi.
Metis Yayınları, yazarın kitaplaştırdığı bütün çalışmaları bir külliyat olarak yayımlamaktadır.
Yapıtları:(Yayınlanma tarihi itibariyle:)
Mahmud ile Yezida, (1980); Osmanlıya dair Hikâyat, (1981); Taziye, (1982); Kum Saati, (1984);
Son Istanbul, (1985); Sahtiyan, (1985); Cenk Hikâyeleri, (1986); Kırk Oda, (1987) Lal Masallar, (1989);
Eski 45'likler, (1989); Yaz Sinemaları, (1989); Mırıldandıklarım, (1990); Yaz Geçer, (1992)
Geyikler Lanetler, (1992); Yaz Geçer - Özel Basım, (1992); Oda, Poster ve Şeylerin Kederi, (1993);
Omayra, (1993); Bir Garip Orhan Veli, (1993); Kaf Dağının Önü, (1994); Metal, (1994);
Ressamın İkinci Sözleşmesi, (1996); Murathan ' 95, (1996); Li Rojhilatê Dilê Min / Kalbimin Doğusunda, (1996);
Başkalarının Gecesi, (1997); Paranın Cinleri, (1997); Başkasının Hayatı, (1997); Dört Kişilik Bahçe, (1997);
Mürekkep Balığı, (1997); Dağınık Yatak, (1997); Oyunlar İntiharlar Şarkılar, (1997); Metinler Kitabı, (1998);
Üç Aynalı Kırk Oda, (1999); Doğduğum Yüzyıla Veda, (1999); Meskalin, (2000); 13+1, (2000); Erkekler İçin Divan, (2001);
Çocuklar ve Büyükleri, (2001); Soğuk Büfe, (2001); Yüksek Topuklar, (2002); 7 Mühür, (2002);
Timsah Sokak Şiirleri, (2003); Yazıhane, (2003); Yabancı Hayvanlar, (2003); Erkeklerin Hikâyeleri, (2004);
Eteğimdeki Taşlar, (2004); Çador, (2004); Kadınlığın 21 Hikâyesi, (2004); Bir Kutu Daha, (2004);
Beşpeşe,(4 yazarla birlikte) (2004); Elli Parça, (2005); Söz Vermiş Şarkılar, (2006); Büyümenin Türkçe Tarihi, (2007)
Kâğıt Taş Kumaş, (2007); Kullanılmış Biletler, (2007); Yedi Kapılı Kırk Oda, (2007); Dağ, (2007);
Kadından Kentler, (2008); Eldivenler, (hikâyeler, (2009); Bazı Yazlar Uzaktan Geçer, (2009); Hayat Atölyesi, (2009);
İkinci Hayvan, (2010); Gelecek, (2010); 227 Sayfa, (2010); Stüdyo Kayıtları, (2011); Kibrit Çöpleri, (2011);
Şairin Romanı, (2011); Doğu Sarayı, (2012); Aşkın Cep Defteri, (2012); Bir Dersim Hikâyesi, (2012); Tuğla, (2012);
Mutfak, (2013); 189 Sayfa, (2014); Merhaba Asker, (2014); Kadınlar Arasında, (2014); İskambil Destesi, (2014);
Mezopotamya Üçlemesi, (2014); Harita Metod Defteri, (2015); Güne Söylediklerim, (2015); Solak Defterler, (2016);
Aşk İçin Ne Yazdıysam, (2016); Küre, (2016); Dokuz Anahtarlı Kırk Oda , (2017); Edebiyat Seferleri İçin Vapur Tarifeleri, (2017);
Tren Geçti, (2017);
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
* "Hayat Yalan Olduğunda Güzel!" Murathan Mungan'la yapılmış bir röportaj;
Ayşe Arman, (Hürriyet Gazetesi, 12.04.2011
* "Murathan Mungan’ın Öykü ve Romanlarında Kadın"
Esra Polat Sabaş, Yüksek Lisans Tezi, Adıyaman, 19.12.2013,
Bağlantılar:
* "Yazarın Resmi Sitesi"
* "Kitaplarının yayınlandığı Metis Yayınlarında Yazarla ilgili sayfa"
(Bu sayfada Murathan Mungan'la yapılmış çeşitli söyleşiler, yazılmış bazı yazıların bağlantıları yer almaktadır.