Özgün adı "Kniha Smıchu a Zapomneni" olan kitap ilk kez 1978 yılında yayınlanmıştır.
Türkçe'de 1981 yılında Hür Yayınları tarafından yayınlanan yapıt 1988 yılında Francois Kerel'in
Fransızca çevirisinden Türkçeye Aydın Emeç tarafından çevrilmiş ve Can Yayınları tarafından
basılarak yayınlanmış, bugüne kadar altı baskı yapmıtır.
Romanın içinde Kayıp Mektuplar, Anne, Melekler, Kayıp Mektuplar, Litost,
Melekler, Sınır adı verilmiş yedi bölüm bulunmaktadır. Aslında bunlar yedi ayrı hikâye gibi
düşünülse de aslında hep aynı hikâyenin değişik bölümlerini oluşturmaktadır. Anlatının tümü bir tür
kolaj gibidir. Bütünü "gülme" ve "unutma"nın iktidarlara karşı mücadeledeki önemini ortaya koymaktadır.
İlk bölüm 1971'de geçer, Mirden'in, Zdena ile ilgili anılarını araştırdığı hikâye edilir.
Tehlikeli olacağını düşündüğü için ona gönderdiği aşk mektuplarını yok emek istemektedir.
Ancak izlenmektedir ve evinde tutuklanır, altı yıl hapse mahkum edilir. Burada ülkelerin
tarihlerinin iktidarı elinde tutanlar tarafından oluşturulduğu anlatılmaktadır. Kundera bu savını
şu cümlesiyle ortaya koyar: "İnsanın iktidara karşı savaşı, belleğin unutuşa karşı savaşıdır."
"Anne" başlıklı ikinci bölümde Marketa, kayınvalidesinden şikayetçi olsa da onu ve Karel'le
birlikte yaşadıkları evlerine çağırır. Ancak evleri pazar gününe kadar uygundur ve aynı yerde
kalacak olan kişi yüzünden cumartesi ayrılmak zorundadır. Ama anne pazartesi gününe kadar
kalmak zorundadır. Pazar sabahı, Karel ve Marketa'nın arkadaşı Eva, Marketa'nın kuzeni diye
tanıtılarak anneye takdim edilir. Marketa'nın önerisiyle üçü yıllar boyunca cinsel ilişki
içindedir ve anne üçünü sevişirken yakalar. Eva'nın Karel'ın bebeklik dönemindeki bir
arkadasını hatırlattığını fark eder ve bunu anlatır, Karel bunu anımsadıktan sonra Eva'ya daha
da bağlanır ve anne ayrıldıktan sonra da onunla ilişkisi yenilenmiş ve daha canlı bir şekilde
devam eder. Annenin söylediği "Bütün aşk ilişkileri, birbirlerini sevenlerin aşklarının ilk
haftalarında düşüncesizce kabul ettikleri yazılı olmayan anlaşmaya dayanır." cümlesi bölümün durumu
tanımlayan en güzel cümlesidir.
"Melekler" adlı üçüncü bölümde önce ülkenin komünist yönetim altındaki yaşamı şöyle anlatılır:
"1948 yılında ülkemde komunistler zafer kazanmışlardı. Eski haksızlıklar giderilmişti, yeni
haksızlıklar işleniyordu, fabrikalar devletleştirilmişti, binlerce insan hapishanelere
yollanıyordu, sağlık hizmetleri parasızdı, küçük satıcılar tütün sattıkları büfelerine el
konduğunu görüyorlardı, yaşlı işçiler el konulan villalarda ilk olarak tatile çıkıyorlardı ve
bizim yüzlerimizde mutluluk gülümsemeleri görünüyordu."
Sonra bir gün, Rusların Çekoslovakya'yı 1968'de işgal eder ve söylenmemesi gereken bir şey
söylediği için partiden çıkarılır. Oysa onun bir düşü vardır:
"Bir halka içinde dans etmek büyüleyicidir. Bu halka, insanoğlunun binlerce yıllık belleğinin
derinliğinden bize seslenir. Bütün yaşamı boyunca, bir halka halinde dans edebileceği erkek ve
kadınlardan oluşan bir çember aramıştı.Bunu önce Metodist kilisesinde aramıştı, sonra Komunist
partisinde, daha sonra Troçkist partide, sonra ayrılıkçı Troçkist partide, sonra kürtaja karşı
hareket birliğinde, daha sonra kürtajın yasallaştırılması hareketinde aradı, sonra Lenin’de,
Zen Budizminde, yogacılar arasında, yeni roman okulu içinde bulacağını sandı, şimdi, en azından
öğrencileriyle tam bir uyum içinde olmak istiyordu, onlarla bir bütün oluşturmalıydılar, bu da
öğrencilerini hep kendisiyle aynı biçimde düşünmeye ve söylemeye zorlaması demek oluyordu,
kendisiyle ynı dans ve aynı halka içinde tek bir ruh, tek bir gövde haline gelmelerini
istiyordu."
Kundera görevinden atıldıkta sonra, yaşamak için bir şeyler yapması gereklidir. Yayıncılık yapan bir arkadaşının
desteğiyle bir yayın organına burç yazması istenir. Tabi bunu kendi adıyla değil, bir başka
adla yapacaktır. Yaşamının yarısı için Marksizm-Leninizm üzerine çalışmış olan patronu,
Kundera'dan özel bir burç yazısı talep eder. Böylelikle insanların hayatlarını değiştirecek bir
imkân sunacaktır. Ancak bu yazılardan dolayı da kundera suçlanır ve Kundera'nın kod ismi de
sorgulama için bir neden oluşturur. Sorgulama sırasında endişeli bir ruh hâli içindedir.
Bu onun düşlediği halkadan uzaklaşmak zorunda kalmasıdır. Oysa melekler yukarlarda bir yerlerde
hâlâ dansetmektedirler.
Dördüncü bölüm olan Kayıp Mektuplarda bir kafede çalışan bir kadın olan Tamina, Prag'daki
Bibi'ye gidecek olan müşterisi aracılığıyla Prag'daki aşk mektuplarını ve günlüklerini almak istemektedir.
Ayrıca, Tamina'yı arayan başka bir müşteri olan Hugo, Bibi'nin Prag'a gidememesi durumunda ona yardım
etmeyi teklif etmiştir. Bir gün, Hugo Tamina'yı yemeğe davet eder ve birlikte hayvanat bahçesini ziyaret
ederler. Bir grup devekuşu, Hugo ve Tamina'ya dilsiz ağızlarını kuvvetli bir şekilde hareket ettirerek,
sanki Tamina'ya
bir şeyler söylemekte ve onu uyarmaktadır. Tamina bu işareti Prag'daki mektuplar ve
günlüklerin başına hakkında kötü bir iş geleceği şeklinde yorumlar. Tamina'nın paketlendiği bu eşyalar,
kayınvalidesindedir. Babasını arayarak onları kayınvalidesinden almasını ister. Böylelikle Bibi'nin
onları alması daha kolay olacaktır. Babası Tamina'nın kardeşinin onları almasını ister. Sonra mektupların
paketlenmediği anlaşılıyor ve Tamina özel mektuplarının ve günlüklerinin başkaları tarafından okunmasını
istemiyor. Bu sırada Bibi kocasından ayrıldığı için onunla Prag'a gidemeyeceği anlaşılır. Bu durumda Hugo'nun
yaptığı yardım teklifi aklına geliyor. Tamina bir kez daha Hugo'ya gider orada Hugo ile sevişir, ancak aklında
ölen kocası vardır. Hugo onun huzursuzluğunu sezer sevişmeyi sonlandırır. Sohbet etmeye başlarlar. Onu rahatlatacak
şeyler söyler. Ancak, Tamina'nın aklı onun Prag'a yapacağı seyahattedir. Hugo Tamina'nın tutumundan rahatsız olur ve
ona kızmaya başlar. Tamina ise onun konuşmasından tiksinir ve tuvalete gidip kusar. Hugo, ona yardım etmeyi reddeder.
Sonunda mektuplar ve günlükler Prag'da kalır.
Litost adlı beşinci bölümde önce felsefe ve şiir okuyan bir öğrenci ile romantik bir ilişki
içinde olan Kristyna'yı tanırız. Daha sonra, yazarın başka bir dile doğru bir şekilde tercüme edilemeyeceğini
söylediği Çekçe kelime olan "litost"u açıklar. Litost, "bir çok duyguların bileşimi olan bir duyguyu anlatır: hüzün,
acıma, pişmanlık ve özlem." Litost, Kristyna'nın sevdiği öğrenci için her zaman mevcut olan bir hâldir. Bu duygu aynı
zamanda eski kız arkadaşından ayrılmasının da nedenlerinden biridir. Voltaire lakaplı profesör, öğrenciyi Ülkenin
büyük şairlerinin bir akşam buluşmasına katılması için zorlar. Oysa o Kristyna'yla o gece bir araya gelmeyi planlamıştır.
Toplantıya gitmeyi reddeder. Sonra Kristyna ile konuşurlar, Kristina bunun iyi bir fırsat olduğunu ve kendisinin onu
bekleyeceğini söyler. Öğrenci son derece şatafatlı bir yerdeki bu toplantıda büyük şairlerle tanışır, tartışma fırsatı bulur.
Ancak tuhaf insanlardır ve sürekli bir birlerine eleştiri sınırlarını aşan sözler söylemekte ve dalga geçmektedirler.
Yine de onların konuşmalarını dinledikçe birçok şey öğrenir, Goethe diye anılan şairlerinden birisinin kitaplarından birini
Kristyna için imzalatır ve eve döner. Kristyna onu beklemektedir. Sevişmeseler de birbirlerine yönelik hislerini dile getirirler.
Kristyna'yla sevişme teşebbüsünde buluştupu sırada o hamile olduğunu söyler ve bunun bebeğe zarar vermesinden korkar.
Yanında uyuyakalır ve ertesi sabah uyandığında Kristyna'dan paltosunda bir not bulur. Geceyi düşündükten sonra, onun anlattıklarını
yanlış yorumladığını fark eder ve Litost'u hisseder. Şairlerden biri ona yaklaşır ve öğrencinin umutsuzluğunu hafifletecek şeyler söyler.
Altıncı bölümün adı ise Meleklerdir. Konu yeniden Tamina'ya döner. Bir düş ya da masal gibi bir bölümdür. Tamina birçok
çocukla birlikte bulunduğu bir adaya gizemli bir tekne yolculuğunda yolculuk yapıyor. Adaya vardıklarında çocuklar ona tecavüz
ederler, ancak o bunu umursamaz, onlarla yaşamaya çalışır. Ama dayanamaz ve oradan kaçmaya çalışır.
Sınır adlı son bölüm önce, Edwige ve Jan'ın sevişmesi ile başlar. Sonra onlara Aktrist Hana da katılır ve onlara kendi
geçmişini ve tanıştığı Passer'i anlatır. Passer'i Jan da tanımaktadır. Sonra Clevis ailesinin yaşantısı ve onunla diyalogları
dile getirilir. Genel tema cinsellik ve seks üzerinedir. Jan'ın aklına bu kez Almanya'da tanıdığı bir tiyatro yönetmeni olan
Hertz ve onun oyuncularla yaptıkları gelir. Ardında da evinde toplu seks partileri yapan Amerikalı Barbara ve onun daha önce
katılmadığı, davetlerinden birine katılmasını anlatır. Bu arada bir değerlendirme yapar ve "Her erkeğin iki çeşit seks biyografisi
vardır: Genellikle yalnız birincisinden, yani cinsel ilişkiler ve rastlantılardan oluşan bir listeden sözedilir.
Daha ilginç olanı, kuşkusuz öteki biyografidir: elde etmek istediğimiz ve elimizden kaçırdığımız kadınların toplamı, sonuçlandırılamamış
çabaların acılı öyküsü. Ama bir üçüncüsü, esrarlı, kaygı verici bir sınıf kadın daha vardır. Bunlar, hiçbir şey yapamadığımız, birşeyler
elde etmeyi bilmediğimiz kadınlardır. Hoşumuza giderler, biz de onların hoşuna gideriz, ama aynı zamanda çabucak onları elde edemeyeceğimizi
anlarız, çünkü onlarla birlikte,' sınırın öteki yanındayızdır." der.
Sonra Jan bir trende bir kızla karşılaşır. Kıza onu tanıdığını söyler. Beş yıl önce karşılaşmışlardır. Kız oralı olmaz, daha sonra onu
vagon restorana davet eder. Konuşurlar ama kız yine uzak davranmaktadır. Yeniden kompartımana dönerler. Ama yine başaramaz. Vazgeçer ve ineceği
istasyona gelir. Kız da iner ve onu evine davet eder ama bu kez jan kabul etmez. Ardından Jan'ın aklından başka kadınlar, erkekler, ilişkiler,
beraberlikler ve sevişme anları, kadınların ve erkeklerin davranışları gelir, onların her birine dair saptamalar yapar. Bunların hepsinde bir
"gülme" olgusu vardır. Bunların arasında bir tanesi de "Anne" bölümünde anlatılan, annenin arkadaşı olan kadınla olan ilişkisidir. Bu bölüm de
Barbara'nın evindeki bir toplu sevişme seansının anlatımıyla sürer.
* "Gülüşün ve Unutuşun Kitabı"
Can Yayınevi'nin sitesinde yer alan kitabın ilk 20 sayfasının pdf örneğinin bağlantısı
Biyografisi:
Milan Kundera 1 Nisan 1929'da Çekoslovakya'nın Brno şehrinde orta halli Kundera
ailesinin ikinci çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Ludvík Kundera (1891-1971), 1948-1961
yılları arasında Brno Müzik Akademisi müdürlüğü yapmış olan, ünlü müzikolojist ve piyanist
Leoš Janácek'in öğrencisiydi. İlk piyano derslerini babasından aldı ve ilerleyen yıllarda
kendisi de müzikoloji üzerine çalışmalar yaptı. Lise eğitimini 1948 yılında Brünn'de bitirdikten
sonra, Charles Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde, edebiyat ve estetik üzerine eğitim
gördü. İki dönem sonra Film Akademisi'ne geçti ve yönetmenlik konusunda ilk makalelerini yazdı
fakat daha sonra çalışmalarını politik baskı yüzünden durdurmak zorunda kaldı.
II. Dünya Savaşı'nın sonunda Komünist Parti'ye üye oldu. Ancak 1948'in şubat ayında
partiden çıkarıldı. 1950 yılında da bir diğer Çek yazar Jan Trefulka Komünist Parti'ye karşı
faaliyetlerde bulunmaktan, partiden uzaklaştırıldı. Trefulka o günlerde gerçekleşen olayları
1962 yılında yazdığı Pršelo jim štestí (Onlardan Yükselen Mutluluk) romanında anlattı.
Kundera'ysa o günlerde başına gelenleri bir şaka olarak görmüş olacak ki, partiden çıkarılma
sürecinde başına gelenleri anlattığı kitabının ismini Zert (Şaka) koydu. 1956 yılında Komünist
Parti'ye tekrar giren Milan Kundera, 1976 yılında ikinci kez, Václav Havel gibi ünlü yazarlar
ve sanatçılarla birlikte partiden ihraç edildi. 1968'deki Rus istilasından sonra, Prag Müzik
ve Sanatlar Akademisindeki görevinden uzaklaştırılan Kundera, politik baskılara dayanamayarak
1975 yılında ünlü Fransız yazar Louis Aragon'un davetiyle Fransa'ya gitti ve oraya göç etmeye
karar verdi. 1981 yılında Fransa vatandaşı oldu. 1979 yılında yazdığı "Gülüşün ve Unutuşun"
kitabının yayınlanmasının ardından Çekoslovak hükümeti Kundera'yı vatandaşlıktan çıkardı.
1980 yılında Gabriel Garcia Marquez'in aldığı Commonwealth Ödülü'nü, 1981 yılında Tennessee
Williams'la paylaştı. En bilinen romanı Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği 1988 yılında Philip
Kaufman tarafından sinemaya uyarlandı. 1983 yılında Michigan Üniversitesi tarafından fahri
doktora unvanı verilen Kundera 1985 yılında da Kudüs Ödülü'ne layık görüldü. Çağımızın en
başarılı düşünsel roman yazarı ve varoluşçuların sonuncusu olarak nitelendirilen Kundera
15 kitap yazmış, sayısız ödül almış, yazarlık mesleği yanında uzun yıllar müzik ve sinemayla
profesyonel olarak uğraşmıştır. Yaşamını Paris'te, eşiyle birlikte sürdürmektedir.
Medicis Ödülü (Yaşam Başka Yerde)
Mondello Ödülü (Jacques İle Efendisi)
Commonwealth Ödülü
Europa Literatura Ödülü
Kudüs Ödülü
Yapıtları:
Romanları:
Şaka (The Joke / Zert; 1967),
Yaşam Başka Yerde (Life Is Elsewhere / Zivot je jinde; 1969),
Ayrılık Valsi (The Farewell Waltz / Valcík na rozloucenou; 1972),
Gülüşün ve Unutuşun Kitabı (The Book of Laughter and Forgetting / Kniha smíchu a zapomnení; 1978),
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği (The Unbearable Lightness of Being / Nesnesitelná lehkost bytí; 1984),
Ölümsüzlük (Immortality / Nesmrtelnost; 1990),
Yavaşlık (Slowness / La Lenteur; 1995),
Kimlik (Identity / L'Identité; 1998),
Bilmemek (Ignorance / L'Ignorance; 2000)
Kayıtsızlık Şenliği (The Festival of Insignificance / La fête de l'insignifiance; 2014),
Şiirleri:
Man: A Broad Garden (1953), The Last May (1954-1955-1961), Monologues (1957-1964-1965)
Oyunları:
The Owner of the Keys (1962),
Two Ears,Two Weddings (Slowness) (1968),
The Blunder (1969),
Jacques ile Efendisi (Jacques and His Master; 1971)
Öyküleri ve diğer yazıları:
Gülünesi Aşklar (Laughable Loves /Smešné lásky, 3 parts: 1963-1965-1968, complete 1969),
Roman Sanatı (The Art of the Novel, 1960, 1985),
About the Disputes of Inheritance (1955),
The Czech Deal (1968),
Radicalism and Exhibitionism (1969),
The Stolen West or the Tragedy of Central Europe (1983),
Testaments Betrayed (1992)
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
*
Bir Avrupa yazarı: Milan Kundera
Mert Tanaydın, Sabit Fikir Dergisi, 10.03.2015
*
Kayıtsızlık Şenliği - Milan Kundera
Kitap ve Yorum Bloğu, 2015
*
Milan Kundera Alışıldık Roman Kalıplarını Zorluyor
Şule Tüzül, Artfulliving Bloğu, 29.01.2016
*
Milan Kundera yapıtları ile ilgili yazılar
Dipnot Kitap Sitesi
Bağlantılar:
"Milan Kundera'nın resmi sitesi"
Orijinali Almanca'dır ancak İngilizce bölümü de bulunmaktadır.