Fransa’da 1968-1990 arasında bir macera yaşanır: düşünceler ve bedenler ateşlenir,
olağanüstü tutkular hayata ve sanata egemen olur. Tam da bu dönemin başlangıcında
bir Doğu ülkesinden Paris’e gelen Olga, yazar ve dergi yöneticisi Hervé Sinteuil’le
tanışır. Olga’nın arkadaş grubu, Sinteuil’ün ailesinin de aralarına katılmasıyla
her geçen gün biraz daha genişler.
Savaş sanatında, şiirde, güzel yazı yazmada ve çay ritüelinde ustalaşmış, düşünce
ve duyguların sınırlarında yaşanan maceralara istekle atılan birer Samuray olan
bu kahramanları "ötekilere benzemeyen" bir aşk hikâyesi, gizli bir adanın sürprizleri,
yanılgı, şiddet ve ölüm beklemektedir.
1968 yılının Mayıs ayı dünya tarihine benzersiz bir başkaldırı öyküsü olarak geçti.
Samuraylar’ın kahramanları, bu kırılma anında gençliklerinin en ateşli döneminden
geçen sivri, gözü pek, yaratıcı insanlar. Julia Kristeva, otobiyografik damarı ağır
basan bu romanında, 1970’lerden başlayarak ünü uluslararası düzeyde yayılan sahici
kişileri takma adlarıyla ağırlıyor: Sollers’ten Lacan’a müthiş bir portre galerisi.
Kaynak:Kitabın arka kapak yazısı
Biyografisi:
Julia Kristeva
24 Haziran 1941'de Bulgaristan'ın, Sliven kentinde doğdu. Sofya Üniversitesi'nde
dilbilim öğrenimi gördü. Gazeteci olarak çalıştı. 1966 yılında doktorasını
tamamladı. O yıl, Sosyal Antropoloji Enstitüsü'nde Claude Levi-Strauss'a
yardımcı olarak çalışmak üzere Paris'e geldi. Philippe Sollers, Michael Foucault
ve Roland Barthes'ın bulunduğu Tel Quel grubuna katıldı ve Jacques Lacan'ın
seminerlerini izledi. Dilbilim eğitimi ile antropolojik ve psikanalitik bilgiyi
kaynaştırdı. Çok geçmeden Fransız düşünce dünyasının ve çağdaş "eleştirel teori"nin
önde gelen figürlerinden biri oldu. Paris VII Üniversitesi'nde dilbilim ve
(Freudcu-olmayan) psikanaliz dersleri verdi. Ayrıca felsefe, semiyotik, eleştirel
teori gibi farklı disiplinler arasında da çalışmalar yürüttü.
Esas olarak modern ve modernist (özellikle avangard) edebi metinlerin analizini
hedefledi. Brüksel Özgür Üniversitesi'nden onursal doktor unvanı aldı. Ayrıca
Kolombiya Üniversitesi'nde misafir profesör olarak, Umberto Eco ve Tzvetan
Todorov ile birlikte Edebi Semiyoloji kürsünün daimi üyesidir. Uluslararası
Semiyoloji Derneği genel sekreteri ve çok sayıda yayının editörlüğünü yapmaktadır.
1967'de evlendiği Phillip Soller'sle birlikte Fransa’da Paris’te yaşamakta ve
çalışmalarını esas olarak burada yürütmektedir.
Julia Kristeva, 1970'li yıllardan itibaren çağdaş aydınların en saygın isimlerinden
biri olmanın yanı sıra, eleştirel felsefenin de en önemli dayanaklarından birisi olmuştur.
1973 yılından beri Denis Diderot Üniversitesi’de profesör olarak kürsüye sahiptir.
Dilbilim, göstergebilim, psikanaliz üzerine yazıları yapısalcılık-sonrası-teorinin
gelişmesinde belirleyici bir konuma sahiptir ve yapılan tartışmaları derinden
etkilemiştir. Uluslararası Göstergebilim Birliği’nin yönetim başkanı ve birçok
yazınsal kurulun üyesidir. Julia Kristeva, 1997 yılında, otuz yıla yayılan ve on
dile çevrilen çalışmaları için Fransa’nın en büyük onuru "Chevaliére de la légion
d’honeur"u aldı.
Lacanci psikanalizin etkisinde kaldığını ama önemli noktalarda kendine özgü bir
yorumla ondan ayrıldığı ve dahası Freudcu-olmayan bir psikanaliz kuramı yönünde
yol aldığı, ayrıca Barthes'in ve Rus biçimciliği'nin (Michail Bakhtin) etkileriyle
yeniden eleştirel teoriyi şekillendirdiğini belirtmek gerek. Kristeva felsefe,
dilbilim, göstergebilim, edebiyat kuramı ve psikanaliz gibi çeşitli bilim
alanlarını ve bu eksenlerde yürüyen kuramsal gelişme dallarını birleştirerek
kendi düşünce yapısını oluşturur. Cinsiyet Araştırmaları önemli başka bir önemli
kaynaktır. Bu yönde yeni eleştirel söylem biçimleri oluşturmaya çabaladı. Felsefi
uzmanlık konularının yanı sıra, çeşitli roman dizileri de yayınladı.
1970’lerden itibaren Kristeva tarafından, Ataerkil sistem içinde (Patriyarka’da),
kadın kimliğini sorunsallaştırıldığı da görülür. Bu sorunsallaştırmalar olumlu ve
olumsuz çeşitli tepkilerle karşılanmıştır. Helene Cıxous, Luce Irigaray ve Julia
Kristeva hem yapısalcılık sonrası teorik tartışmanın hem de feminizm tartışmalarının
önemli isimleridir ve üçü de ortak ve ayrık yollardan Fransız Feminist Kuramları
denilen alanda önemli düşünce kanalları açmışlardır. Kristeva, özgül yorumlarıyla,
kısmen diğer iki isimden ayrılarak, genelde ve bütünüyle bir feminist teorisyen
sayılamayacağı yönünde bir kanı vardır.
Psikanalize ilgisi sonucunda teorik çalışmalarında bu alanın çözümlemelerini
kullandı ve özellikle feminist düşüncenin belli yorumlarından tepkiler aldı.
Kadın'ın (dişiliğin ya da kadınlığın) doğuştan gelen bir özellik olmadığını
söylemesi ve kadınlık konumlarını Lacancı bir yönde okuması, geleneksel
feminizmin hoşnutsuzlukla karşıladığı bir yönelim oldu. Yazı bağlamında
erkeklerin ve kadınların konumlarını çözümledi, ancak özellikle feminist
edebiyat eleştirisi'nin çeşitli bölümlerinden itirazlarla karşılandı. Bununla
birlikte Postyapısalcı-feminizm'in kaynaklarında Kristeva’in belirgin ve
tartışmasız bir yeri vardır.
1998 yılında yayınladıkları Son Moda Saçmalar:Postmodern Aydınların Bilimi
Kötüye Kullanmaları kitabıyla büyük tartışmalara yol açan New York
Üniversitesinden fizik profesörü Alan Sokal ve teorik fizikçi Jean Bricmont bu
kitaplarının bir bölümünü de Julia Kristeva'nın bazı yazılarının
değerlendirmesine ayırmışlardır, yazarın çeşitli makalelerini ele aldıktan sonra
vardıkları sonuç şöyledir: "Özetle, Kristeva'nın bilimi kötüye kullanması ile
ilgili değerlendirmemiz Lacan için söylediklerimizle aynıdır.
Genelde, kullandığı sözcüklerin anlamlarını her zaman kavramadığı açıkça belli
olmakla birlikte, hiç olmazsa başvurduğu matematik konusunda bulanık da olsa bir
fikri var. Ama bu metinlerde ortaya çıkan temel sorun, Kristeva'nın araştırdığını
iddia ettiği alan (dilbilim, yazınsal eleştiri, siyaset felsefesi, psikanaliz)
ile bu matematiksel kavramların ilgisini haklı çıkaracak hiçbir çaba göstermemesidir.
Bizce bunun çok iyi bir nedeni de var çünkü bunların birbirleriyle zaten ilgisi
yoktur.
Aslında tümceleri Lacan'ınkilerden daha anlamlı ama bilgiçlik taslama
konusundaki yüzeyselliği Lacan'ı bile geride bırakıyor." Sokal ve Bricmont'a
göre Kristeva'nın eserlerinde sıkça rastlanan "ne anlama geldiklerini bilmediği
süslü sözlerle okuru etkileme girişimleri" sosyolog Stanislav Andreski'nin şu
saptamasının haklılığını "enfes bir biçimde gözler önüne sermektedir":
"Toplumda otorite, hayranlık ve korku uyandırdıkça ortaya çıkan dayanıksızlıkla
bulanıklık tutucu eğilimleri artırır. Çünkü açık seçik, mantıksal düşünüş bilgi
birikimine yol açar (doğa bilimlerinin gelişimi buna en iyi örnektir) ve
ilerleyen bilgi er geç geleneksel düzeni yıpratır. Oysa bulanık düşünce kimseyi
bir yere götürmez, dünyayı hiç etkilemeksizin sürekli hoş görülebilir."
(Stalinslav Andreski, Social Sciences as Sorcery; Bkz. Alan Sokal, Jean Bricmont,
Son Moda Saçmalar:Postmodern Aydınların Bilimi Kötüye Kullanmaları, çev.:M. Baydar,
O. Onagan, İletişim yay., İstanbul, 2002
Çeşitli Çalışmaları:
Sémeiotiké: Recherches pour une sémanalyse (1969);
Le Texte du roman: approche sémiologique d’une structure discursive transformationalle (1970);
La Révolution du language poétique: l’avant-garde a la fin du XIXé siécle (1974);
Essai sur l’abjection (1980);
Histoires d'amour,(1983);
Au commencement était l’amour (1985);
Dépression et mélancolie (1987);
Etrangers a nous-mémes (1988);
Die Chinesin. Die Rolle der Frau in China, Ullstein, Frankfurt/M. (1982);
Fremde sind wir uns selbst, Suhrkamp, Frankfurt/M. (2001);
Die Revolution der poetischen Sprache, Suhrkamp, Frankfurt/M. (1999);
Schwarze Sonne, Suhrkamp, Frankfurt/M. (1998);
Türkçe'de Yayınlanan Yapıtları:
Romanları:
"Bizansta Cinayet" (Çeviren: Aysel Bora, YK Yayınları, 2005)
"Samuraylar" (Çeviren: İsmail Yerguz, Sel Yayıncılık, 2008)
Diğer yapıtları:
Korkunun Güçleri, Ayrıntı yay., çev.: Nilgün Tutal, 2004;
Kadınların Zamanı, Defter dergisi, çev.İskender Savaşır, sayı:21;
Yabancı İçin Tokkato ve Füg, Defter dergisi, İskender Savaşır, sayı: 28;
Ruhun Yeni Hastalıkları, Ayrıntı yay., Hazırlayan; çev. Nilgün Tutal;
Güzel Sanatların Bir Dalı olarak Evlilik YKYayınları, çev.: Aysel Bora, 2018;
Karagüneş, Depresyon ve Melankoli, Bağlam Yayınları, çev.: Nesrin Demiryontan, 2009;
Kadın Dehası, Hannah Arendt, Pinhan Yayıncılık, çev.: Zeynep Mertoğlu Onur, 2012;
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
|
|
(Okumak için fotoğrafların üzerine tıklayınız>
* "Julia Kristeva ile Söyleşi"
Robert Maggiori ve Anastasia Vecrin, Liberation, 24 Şubat 2016 (Çeviri: Defne Sarıöz)
Bağlantılar:
"Yazarın Kişisel Sayfası"
Franszıca ve İngilizce metinler vardır.
|