1964 yılında yayınlanan bu roman Iris Murdoch'un altıncı kurgusal yapıtıdır. Türkçeye Celal Üster tarafından çevrilmiş, ilk kez 1970 yılında e yayınları tarafından yayınlanmıştır. Roman 1991'de Remzi Yayınevi, 2019'da da Can Yayınları tarafından yeniden yayınlanmıştır.
Romanda birbirini uzun süredir görmeyen ve epey kopuk yaşayan iki erkek kardeşin (Otto ve Edmund Narraway), ölen annelerinin(Lydia) ardından, ona yönelik son görevleri sırasında yaptıklarını, yaşadıklarını ve daha uzakta olup bu amaçla ana evine dönen Edmund'un tanık olduklarını bir dizi küçük ama yaşamsal olayı ele alarak anlatılıyor.
Bu iki kardeşin hem kendileriyle, hem birbirleriyle hem de onlardan birinin eşi (Isabel) ve kızlarının (Flora) her ikisiyle ilişkisi sergileniyor. Eskiden beri orada olan ev içi çalışan ya da ailenin yardımcısı (Maggie) ve Otto'dan mesleğini öğrenmeye gelen iki başka kardeş (David ve Elsa Levkin) romanda yer alan diğer karakterlerdir.
Romanın bütünü bir tür kapalı toplum oluşturan bu kişilerin arasındaki ilişkileri çerçevesinde ele alınıyor ve bu ilişkilerdeki kimi aykırılıklar, ve çatışmalar tartışılıyor. Başka bir deyişle dar bir çevresi olan bir aile hikâyesi.
Biyografisi:
İris Murdoch
Murdoch, 15 Temmuz 1919'da İrlandalı bir annenin ve İngiliz bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldi. Evin tek çocuğu olan Muroch, dokuz yaşından itibaren yazmaya yöneldi. 1932'de Bristol'de genç kızların gittiği Badmington College'a başladı. Burada gecen altı yılın ardından, klasik edebiyat okumak üzere Oxford'daki Sommerville College'a kaydoldu.Üniveriste yıllarında pek çok önemli şair ve entelektüelle tanıştı. Franz Steiner ile uzun süreli bir aşk yaşadı.
1938'de Iris Murdoch Komünist Parti'ye girdi. Klasik Edebiyat diplomasını aldı ve 1940'lardan sonra Londra'ya yerleşip Ekonomi Bakanlığına çalıştı. Komünistlerin siyasi tutumlarından hayal kırıklığına uğrayarak partiden ayrıldı. II. Dünya savaşının sonlarında Birleşmiş Milletler'de çalıştı. Belçika ve Avusturya mülteci kamplarında görev aldı. Bu görev için Avrupa'da yer aldığı sıralar Sartre ve Simone de Beauvoir ile tanıştı. Bu tanışma genel olarak felsefeye özel olarak da varoluşçuluğa yönelmesini etkiledi. Cambridge'de Wittgenstein'ın görev yaptığı Nevnham Üniversitesi'nde dersler alarak felsefe doktorasını aldı. 1948'de Oxford'da St.Anne College'da felsefe profesörü olarak göreve başladı ve 1963'e kadar burada çalıştı. Elias Cannetti'yle yakın ilişkisi oldu.
1954'te ilk romanını (Under the Net) yayınladı. 1956 yılında ise ölene kadar hiç ayrılmayacağı eleştirmen ve Oxford Üniversitesi İngilizce profesörü olan John Bayley ile evlendi. Çocukları olmadı. 70'li yıllardan itibaren felsefe yazıları yazmaya da yöneldi. 1996 yılından itibaren ortaya çıkmaya başlayan unutkanlıklarıyla birlikte hastalığı belirginleşti. 1997'de Bayley, karısının alzheimer hastası olduğunu açıkladı. Binlerce okuru ve hayran kitlesi olan yazar Murdoch kendi kitaplarının adını dahi hatırlayamıyordu. Kendi durumunun farkında olan ve bunu "çok kötü, sessiz ve karanlık bir yerde olmak" şeklinde tanımlayan Murdoch, 8 Şubat 1999'da Oxford'da alzheimer hastalığından dolayı öldü.
Iris Murdoch ilk romanı Under the Net'ten (Ağ) itibaren edebiyat dünyasında dikkat çekti ve büyük bir hayran kitlesine sahip oldu. İçinde psikolojik temaların yer aldığı bir dedektif romanı olan bu ilk kitabında, aynı zamanda sonraki bütün romanlarında da görülecek olan varoluşçu felsefenin izleri belirgin olarak görülür. Romanın kahramanı Jack Donague bir tür Sartrecı kahraman olarak ortaya çıkmıştır.
A Severed Head (Kesik Bir Baş) romanında ise Carl Gustav Jung'un psikanalitik teorisinin temeli olan arketipler teorisini kullandı ve çok etkili oldu. Bu kitap daha sonra tiyatro oyunu olarak sahnelendi. "Çan", "Kara Prens", "Deniz, Deniz" gibi kitaplarıyla Murdoch her zaman büyük bir ilgiyle karşılandı, birçok kez ödülledirildi. 1978'de kendisine Booker Ödülü verildi.
60'lı yıllardan itibaren hemen her yıl bir kitap üreten Murdoch zamanının en üretken yazarları arasında sayıldı, ancak Murdoch'un romanlarında çok yazan ve çok okunan bir yazar olmanın ötesinde onu 20. yüzyıl edebiyatının en önemli isimlerinden biri haline getiren bir nitelik de her zaman kabul edildi. Murdoch, genel olarak romanlarında popüler polisiye ve gerilim roman teknikleriyle felsefi/kuramsal sorunları ortaya koyan bir yol izledi denilebilir. Onun roman kahramanları çoğunluk varoluşçu felsefecilerin ürettiği kahramanlara benzer, varoluşuyla ve yaşamıyla uyumsuz, sanatçı ya da sanatçı ruhlu, başarısız, hem kendileriyle hem de çevrelerindeki insanlarla sorunlu kişileri anlatır.
Bu kişiler karamsar, umutsuz, ikilemler içinde yol bulmakta tereddütlü, şaşkın, yanılgı içerisinde, yalnız ve tedirgin kişilerdir. Bu kişiler her zaman bir ağa yakalanmış, bir çemberin içine alınmış, kuşatılmış gibidirler. Bunların çoğu zaman modern bireyin bazı açmazlarını sergilediği söylenebilir. Hemen her kitabında Murdoch psikolojik gerilim ögesini ya da psikolojik diğer ögeleri kullanır. Bunun yanı sıra yaşam-sanat, cinsellik-aşk, aşk-özgürlük, din, evlilik, platonik-erotik aşk, yalnızlık, rastlantısallık, öteki insanlarla ilişkiler gibi meseleler sürekli olarak olayların akışı içerisinde değerlendirilir. Edebiyat Murdoch'a göre etik meselelerin ve insansal ilişkilerin karmaşasını değerlendirmek bakımından daha elverişli bir alandır. Murdoch'un romanlarında bu temalara bağlı olarak umutsuzluk ve ironi derinden işleyen temalar olarak sürekli kendisini hissettirir. Zaman zaman kara mizah örnekleri ortaya çıkar. Romanın kurgusal yapısı üzerinde ya da dil üzerinde oyunlara girişmez Murdoch, ancak kurgusal şaşırtmacalarla ve belirsizliği çok iyi kulanmasıyla sürekli okurun dikkatini uyanık tutar, olayların gelişimini merak ettirir, her seferinde okuru kendi kurguladığı sonuçların çok ötesinde sonuçlarar götürür.
Murdoch teorik ve felsefi metinler de kaleme almıştır; meslekten bir felsefeci olarak bu alandaki çalışmalarında da önemli bir yazar olduğunu gösterir. İlk teorik yapıtı sayılan Sartre, Yazarlığı ve Felsefesi onun Sartre üzerine eleştirel bir değerlendirmesini sunar. Varoluşçuluk Murdoch için önemli olmuş bir felsefe yönelimidir. Edebiyatı, yaşamın ve ahlaki sorunların değerlendirilmesinde daha verimli bir alan olarak düşündüğü için kullanan Murdoch, bu alanda felsefi/etik/estetik sorunları irdeler. Bununla birlikte ayrıca felsefe metinleri kaleme almış ve bunlarla bazı konulara açıklık getirmeye çalışmıştır. Varoluşçu felsefenin yanı sıra dil, gerçeklik, yanılsama vb konularda ilgi alanı içinde yer alır ve onun edebi metinlerinde doğrudan ya da dolaylı olarak işlenir.
Ateş ve Güneş adlı çalışması, Platon'un sanat üzerine düşüncelerinin değerlendirilmesi olduğu gibi, Murdoch'un kendi sanat anlayışını da sunduğu bir çalışma olarak değerlendirilebilir. Platon'un, Murdoch'a göre, sanatçıları sevmemesinin nedeni, sanatçıların akıllarını tehlikeli bir şekilde kullanmaları ve yaratıcılıklarını akıldışı şekilde ortaya koymalarıydı. Biz zaten gölgeler dünyasında yaşıyorduk ve bu gölgelerin yeniden gölgelere dönüştürülmesi, Tanrı'ya meydan okumak olacaktır. Şairler, yazarlar, ressamlar vs.nin varlığı, Tanrı'nın varlığına tehdit oluşturur. Bu nedenle Platon sanatçıları felsefe ülkesinden dışlamıştır. Murdoch etik sorunsalın yanı sıra estetik sorunsala ilişkinde değerlendirmelerini geliştirir; Platon değerlendirmesinde sanat ile gerçek arasındaki ilişki bağlamında değerlendirmeler üretir. Kant, Kierkegaard, Wittgenstein gibi filozoflardan hareketle sanatın yerini belirlemeye çalışır ve Platoncu teze karşı çıkar.
Yapıtları:
Romanları:
Romanlar
* Ağ (Under the Net,1954; çeviren:Nihal Yeğinobalı, Ayrıntı Yayınları, 1993, 304 sayfa)
The Flight from the Enchanter (1956)
* Kumdan Kale (The Sandcastle, 1957; çeviren:Bekir Can Tahbarer, Ekin Yayınları.)
* Çan (The Bell, 1958; çeviren:Hande Özdemir, İmge Kitabevi Yayınları, )
* Kesik Bir Baş (A Severed Head, 1961; çeviren:Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınları.)
An Unofficial Rose (1962)
* Tek Boynuzlu At (The Unicorn, 1963; çeviren:Tülin Nutku, Can Yayınları.)
* İtalyan Kız (The Italian Girl, 1964; çeviren:Celal Üster, Remzi Yayınevi.)
The Red and the Green (1965)
* Melekler Zamanı (The Time of the Angels, 1966; çeviren:Nihal Yeğinobalı, Ayrıntı Yayınları.)
The Nice and the Good (1968)
* Rüya Sakinleri (Bruno's Dream, 1969; çeviren:Handan Akdemir, Ayrıntı Yayınları.)
A Fairly Honourable Defeat (1970)
An Accidental Man (1971)
* Kara Prens (The Black Prince, 1973; çeviren:Aysun Babacan, Ayrıntı Yayınları.)
The Sacred and Profane Love Machine (1974)
A Word Child (1975)
Henry and Cato (1976)
* Deniz Deniz (The Sea, the Sea, 1978; çeviren; Nuray Önoğlu, Ayrıntı Yayınları, Bu kitap ile Man Booker Ödülü'nü kazandı.)
Nuns and Soldiers (1980)
The Philosopher's Pupil (1983)
The Good Apprentice (1985)
The Book and the Brotherhood (1987)
The Message to the Planet (1989)
The Green Knight (1993)
* İkilem (Jackson's Dilemma, 1995; çeviren:Tuğba Hacaloğlu, İnkılap Kitabevi, 1997)
Something Special (Short story reprint, 1999; originally published 1957)
Felsefi Yapıtları:
Felsefe
* Sartre, Yazarlığı ve Felsefesi (Sartre: Romantic Rationalist; 1953; çeviren: Selahattin Hilav, Yazko yayınları.)
* İyinin Egemenliği (The Sovereignty of Good, 1970; çeviren: Tuğba Günal, Ayrıntı Yayınları, 2015)
* Ateş ve Güneş/Platon Sanatçıları Niçin Dışladı? (The Fire and the Sun, 1977; çeviren; Serdar Rifat Kırkoğlu, Ayrıntı Yayınevi.)
Metaphysics as a Guide to Morals (1992)
* Edebiyatta ve Felsefede Varoluşçular ve Mistikler ("Existentialists and Mystics, 1997; çev.: Süha Sertabiboğlu, 09.2020, Ayrıntı Yayınları, 624 sayfa )
Oyunları:
A Severed Head (with J. B. Priestly, 1964)
The Italian Girl (with James Saunders, 1969)
The Three Arrows & The Servants and the Snow (1973)
The Servants (1980)
Acastos: Two Platonic Dialogues (1986)
The Black Prince (1987)
Şiirleri:
A Year of Birds (1978; revised edition, 1984)
Poems by Iris Murdoch (1997)
Yazar ve kitapla ilgili yazılar:
* “İtalyan Kızı” ve Oidipus Kompleksi
Filiz Aygündüz, Milliyet Gazetesi, 24.03.2019
* "Iris Murdoch’un Eserlerinde Modern Yabancılaşma Olgusu"
Memet Metin Barlık, folklor/edebiyat, cilt:24, sayı:95, 2018/3
* "'Cinsel Devrim' Döneminde Cinsel Karşı-Devrimci Bir Yazar: Iris Murdoch"
Nazan Aksoy, Defter Dergisi, Sayı:4, 05.11.2012
* Okuma Grubu Üyelerinin Değerlendirmeleri
28.02.2021 (pdf dosya)
*"Önce Kelimeler Öldü"
Cansu Yılmazçelik, K dergisi, Sayı: 60, sayfa: 2-8; 23.11.2007
(Okumak için fotoğrafların üzerine tıklayınız>
Bağlantılar:
"Iris Murdoch Araştırma Merkezi"
Chickhester Ün., İngilizce Sayfa