biyografisi:

sevim burak zeliha sevim burak
26 haziran 1931 tarihinde istanbul'da doğmuştur. yazarın babası mehmet seyfullah burak osmanlı soyundan gelme bir kaptandır. annesi anne marie mandil 1910’lu yıllarda savaşla birlikte bulgaristan’dan istanbul’a göç eden yahudi bir ailenin kızıdır. 21 yaşına kadar bu büyük aile içinde kuzguncuk’taki köşkte yaşamıştır. ilkokula 1938 yılında babasının görevi sebebiyle bulundukları çanakkale’de başlar. ilkokulu kuzguncuk’taki süleyman şefik paşa nakkaştepe 45. ilkokulu’nda bitirir. burak’ın 1941 yılında, henüz 10 yaşında iken kalp hastası olduğu anlaşılır. 1950’li yıllarda komşularının kızı eliza vasıtasıyla olgunlaşma enstitüsü’ne girer. bu dönem mankenliğin yanı sıra geçici bir süre beyoğlu kitap sarayı’nda tezgâhtarlık da yapar. 1954 yılında burak bir grup manken arkadaşıyla birlikte olgunlaşma enstitüsü’nün millî mankeni olarak, dönemin amerikan büyükelçisi mc ghee’nin girişimiyle düzenlenen bir amerika gezisine katılır. 1950’li yılların ikinci yarısında sevim burak, kendine ait bir modaevi ve atölyeyi sıraselviler’de açar.
sevim burak mankenliğinin ilk yıllarında çeşitli öykü çalışmaları yapmaya başlamıştır. peyami safa ile tanışır. ondan haftada bir gün ders alır. ilk evliliğini 1949 yılında 18 yaşında iken cumhurbaşkanlığı orkestrasında keman sanatçısı orhan borar’la yapar. bu evlilikten 1955 yılında oğulları a. karaca borar dünyaya gelir. karaca 3 yaşında iken 1958 yılında eşinden ayrılır. bir yıl sonra ressam ömer uluç'la tanışır ve 1961 yılında evlenirler. bu evlilikten de elfe adlı kızları dünyaya gelir. bu evlilik de 1980 yılında sona erer. kızı elfe'yle birlikte 1976’da tedavi için londra’ya giderler. eşi ömer uluç'la birlikte nijerya'ya g,der. oradan dönüşte londra’da hammersmith hastanesi’nde ameliyat olur. bu ameliyatta kalp kapakçığı değiştirilir. ameliyat sonrası istanbul’a döner ve bir felç geçirir. kendini toparlaması bir buçuk yıl sürer. sağlığı iyice bozulan burak, aynı yıl haseki hastanesine yatırılır ve tekrar ameliyatı olursa da 30 aralık 1983’te hayata veda eder.

 

yapıtları:

  • yanık saraylar (1965, hikâye, türkiye basımevi, istanbul, 99 sayfa; 1982 adam y, 99 sayfa; 1993, nisan y., 174 sayfa; 2004, yky, 92 sayfa)
  • sahibinin sesi (1982, tiyatro, adam yayınları, 79 sayfa; 1995 nisan y., 143 sayfa; 2004, yky, 72 sayfa)
  • afrika dansı (1982, hikâye, adam yayınları, istanbul, 79 sayfa; 2016, yky, 76 sayfa)
  • everest my lord / işte baş işte gövde işte kanatlar (1984, tiyatro, adam yayınları, istanbul, 95 sayfa; 2006, yky, 98 sayfa)
  • mach 1'dan mektuplar (1990, mektup, logos yayınları, 280 sayfa; 2004, om y., 278 sayfa; oğlu karaca borar tarafından yayına hazırlanmıştır.)
  • palyaço ruşen (1993, hikâye, nisan yayınları, 150 sayfa)
  • ford mach-1 (2003, roman, yk yayınları, istanbul, 145 sayfa.)

    sevim burak - yanık saraylar sevim burak - yanık saraylar
    sevim burak - yanık saraylar sevim burak - yanık saraylar
    adı: yanık saraylar (hikâye)
    ilk yayın tarihi: 1965, hikâye, türkiye basımevi, istanbul, 99 sayfa;
    sonraki baskılar: 1982, adam y, 99 sayfa; 1993, nisan y., 174 sayfa; 2004, yky, 92 sayfa
    içeriği/özeti:
      
    “ziya bey karşıki duvara bakıyordu; çok yaşlıydı, çürümüştü yaşlılıktan. ellerini yastığın üstüne sürdü, çarşafın altına soktu. kemikten parmaklarını oradan oraya dolaştırdı. yastığın ucunu kaldırdı sonunda. aradığı oradaydı. küçük bir mendil, saat, boş bir ilaç kutusu. parmaklarını kıvırmadan avucunun içine aldı onları. “efendi ağabey,” diye seslendi uzun boylusu ziya bey duymadı. bilinçsiz, avucunun içindekilere bakıyordu. soluk almıyordu bakarken. ”(sedef kakmalı ev)
    sevim burak’ın ilk kez 1965 yılında basılmış hikâye kitabıdır. yazar, altı hikâyesini derlediği kitabında çoğu kadın olan kişilerinin dış ve iç dünyaları arasındaki karşıtlıklara eğilir; tatsız katı gerçeklerini hayalde yumuşatmak isteyen kahramanların bilinç altlarını dışa vurur.
    kitabın içindeki ilk hikâye sedef kakmalı ev adını taşır. ziya beyin ve bu evdeki yaşamının, aile geçmişinin ve ölümünün hikâyesi konu edilmektedir. bu evde yaşayan ziya bey ve onun bakımından sorumlu olan nurperi hanım yaşamaktadır. nurperi hanım, onbeş yaşından beri kırk yıl, evin, daha o zaman yaşlı, birbirinin kardeşi dört erkeğine bakmıştır. son kalan kardeş, bunak, hasta ziya bey’in öleceği günün ümidiyle yaşar; fakat ziya bey ölünce on mirasçı, nurperi hanım’ın artık tek başma oturup rahat etmeyi o kadar beklediği evi dört parçaya bölüp götürürler.
    ikinci hikâye olan pencere'de ise bir kadının intihar etmesi karşı evde oturan bir başka kadın tarafından izlenir ve anlatılır. kadın bu intiharı izlerken bir "yeşil şapkalı adam" karakteri çizer ve intihar eden kadınlar ilişkilendirir.
    kitaba adını veren yanık saraylar, zengin, soylu bir aileden, fakat şimdi yalnız ve hızlı bir tempo içinde çalışmaya mecbur, "yirmi yılın daktilosu" yaşlı bir kızın iş mektupları, mukaveleler, senetler arasında çocukluk anılarıyla dolup dolup gerçeğe dönüşlerinin öyküsüdür.
    sonraki büyük kuş hikâyesinde ise bir kadın, çılgınca sevişmeler peşinden zamansız bir ölümle kocasının, başındaki atmaca’nın uçup gittiğini bir türlü kabullenmek istemeyerek boşluktadır; içkiye alışır, kent’le arkadaş olur. ölü kocanın hâlâ unutulamayışı yüzünden gururu kırılan kent, bir gezintide kadını boğar, öldürür.
    ah ya yeihova hikâyesinde yahudi kızı zembul allahanati, müslüman bilâl’i sevdiği için, evlendirmelerinden korkarak nişanlısı aşer’den ve baba evinden kaçar, bilâl beyle nikâhsız karı-koca olur. topuğuna batan bir iğnenin kalbine doğru yürümesiyle adım adım ölüme ilerleyen bilâl bey, evini gazla tutuşturup kırk günlük çocuğu ve lohusa yatağındaki zembul ile beraber yanar. tevrat anlatımından yararlanan ve bilâl beyin tuttuğu serinkanh günlüklerin bir trajedi hazırlığı olduğunu başlarda pek hissettirmeyen hikâye, kitaba adını verenle birlikte, yazarın en ilgi çekici, en başarılı hikâyesidir. bu hikâye yazar tarafından sahibinin sesi adıyla oyunlaştırılarak yeniden basılmıştır.
    son hikâyenin adı ölüm saatidir. burada anlatıcı beyefendi dediği bir kişiye saati sorar ve öğrendikten sonra da ölümüne iki saati kaldığını söyler. öykü bu zaman süresince anlatıcının kendisini anlatmasıyla sürer.

    kitapla ilgili bağlantılar:

  • "yıkıntıda 'yanık saraylar': harabede sömürü ve dağılmış özne"        seher özkök, academia.org

     

  • bağlantılar:

  • vikipedi "sayfası"
  • türk edebiyatı isimler sözlüğü'ndeki "sayfası"
  • yapıtlarını yayınlayan yayınevinin "sayfası"
  • bahçeyazı okuma grubu sitesindeki "sayfası"

      |   "sonraki"

  • bu sayfa en son 09.03.2021'de düzenlenmiştir.