Güney Koreli yazar Han Kang'ın orjinal adı "Çeşikcuıyca" (anlamı 'sebze yemeyi savunan kişi', 'sebzist') olan ancak başka ülkelerde de genellikle "Vejetaryen" adıyla basılan Man Brooker ödüllü, Göksel Türközü'nün Korece'den Türkçe'ye çevirdiği, kitapta birbirine bağlı ve aynı kişinin üç farklı dönemde yaşadıklarını, üç ayrı kişinin ağzından ve gözünden anlatan üç ayrı öykü hâlinde yer alıyor. Ancak bir araya gelmiş biçimini tek bir metin, bir anlamda "roman" olarak değerlendirmek de mümkün. Yazar bu nedenle yapıtı için "Değişik boyutları, açıları olan bir roman" tanımlamasını kullanıyor. Öykülerden ilkinin adı kitaba da adını veren "Vejetaryen" adını taşıyor ve 39 sayfa sürüyor. Bu bölümde sonradan soyadının 'Conğ' olduğunu öğrendiğimiz Koreli bir adamın eşi 'Yonğhe'yle olan beraberliğini, Yonğhe'nin gördüğü rüyaları, bu nedenle uyuyamamasını ve hayvani ürünlerin tümünden vazgeçmesini, 'vejetaryen' (aslında 'vegan') olmasını, bu nedenle bir aile toplantısı sırasında babasının zorlamasına maruz kalmasını ve tepki olarak bileklerini kesmesini, yattığı hastanede odasından kaçıp hastane bahçesinde çırılçıplak oturmasını anlatıyor. 53 sayfalık ikinci öykünün adı "Moğol Lekesi"nde ise bu kez ilk hikâyede anlatılan olayın üzerinden iki yıl geçtiğini, Yonğhe'nin bu sırada birkaç kez akıl hastanesine yatıp tedavi gördüğünü, eşinden ayrıldığını, ablasının kocasının anlatımıyla öğreniyoruz. Aslında bir ressam ve dijital tasarımcı olan enişte, aklına gelen bir imgeden yola çıkarak, Yonğhe'yi iknâ edip onun tüm vücuduna çiçek desenleri çizip önce bir arkadaşı ile sevişmesini kaydediyor, sonra da sevişmenin gerçek bir sevişme olması ve Yonğhe'ye duyduğu şehvet duyguları nedeniyle, eski sevgilisine bu kez kendi üzerine benzer çiçek desenleri çizdirip onun evinde sevişiyor. Yonğhe ile seviştikleri gecenin sabahında Yoğnhe'nin ablası İnhe kız kardeşini evinde ziyaret ettiği sırada önce video filmini, sonra da kocasını görüyor, akıl hastanesine telefon ediyor ve ikisini de götürüyorlar. Yonğhe hastaneye yatıyor, enişte ise akıl sağlığı yerinde olduğu için hastaneden çıkarılıp kısa süreliğine tutuklanıyor, ama ondan sonra da evini ve eşini terk ediyor. "Alev Ağacı" adını taşıyan ve 49 sayfa süren üçüncü bölüm ise ablanın ağzından ve onun gözünden anlatılıyor. Yonğhe'nin tedavi ve bakımıyla ilgili herşeyi üstlenen ablanın giderek anoreksik hâle gelen ve ölümün sınırında olan, Yonğhe'yi yattığı hastanede birşeyler yemeye iknâ etmesi, böylelikle zorla beslemek zorunda kalmamalarını sağlamak için çabaları zaman zaman geriye gidiş ve anılarla birlikte dile getiriliyor. Bu dönemde Yonğhe'nin bir kez hastaneden kaçtığını, onun ilk hastalandığı dönemlerde de abla İnhe'nin intiharın eşiğine geldiğini öğreniyoruz. Romanda üç bölümün üçünde de asıl olarak insan ve toplum yaşamında değişmeyen olgulardan birisi olan "şiddet" konusu farklı biçimlerde ve uygulamalarla anlatılıyor. Kullanılan araç gereçlerden yola çıkarak günümüze yakın dönemlerde yaşandığını düşündüğümüz olaylar dizisinde aslında konu toplumsal bir boyutta sunuluyor, ama bunun bireysel düzlemdeki karşılığı olarak da "mağdur"un bir "hastalık" hâli olarak nitelendiğini görüyoruz. Metin içindeki çok sayıdaki boşluğun kendi yaşam ve deneyimlerine göre okur tarafından doldurulması yazar tarafından özellikle düşünülmüş. Ayrıca yaşamdaki acı ve acıtan olaylarla yüzleşmenin kendisinin yarattığı acı ile, hem şiddetten, hem acıdan, hem de yüzleşmeden kaçış seçenekleri, bunlar arasında da bir ağaç metafor üzerinden "doğaya dönüş" olgusu, içerden ve dışardan tartışılıyor. Doğrudan yazarın ya da anlatılan kahramanın anlatıcı olmadığı hikâyelerde yazarın sesinin belki de çeviriden kaynaklanan nedenlerle de yeterince duyulamadığı, dolayısıyla kadın bakış açısı ve yaklaşımının yeterince açılamadığı kanısı kitapla ilgili dikkâti çeken noktalar arasında. Sonuç olarak 'Vejetaryen' insan ve toplum yaşamına, özellikle de yaşadığımız dönemin gerçeklerine bir farklı bakış getiren bir yapıt olarak değerlendirilebilir. Babası ve kardeşlerinden birisinin da yazar olduğunu öğrendiğimiz Han Kang'ın diğer yapıtlarının da dilimize çevrilmesi sanırım onu sevenlerin çoğalmasına yol açacaktır.
Yazılar:
Kitaba dair bazı yazılar:
|